8 Ocak 2014 Çarşamba

Bilge'nin Kahve Serüveni

                                           
Size kahve sektörüne nasıl kaynak yaptığımı anlatacağım bugün .
Aslında “kahve” temalı bir blogun  bana “mutluluk” getireceğine yürekten inanmıştım gerçekten. Yalnız bu mutluluk “yazma sevdamın körüklenmesi “ hadisesinden  biraz farklıydı aslında…

Bu blogta tüten kahve dumanı,  günün birinde o palmiyeli diyarların Arap şeyhine kadar ulaşıp , onu yakasından tutarak  kapıma kadar getirecek ve :
“Bilgee ! Bilgeee ! Sana şukrann şukrannn ! Sen sevdi kahve ben de sevdi seniiii ! Bundan sonra sen yazmayacak kahve, habibin seni alıp götürecek sarayına orda O’na  yapacaksın kahve ! “ diye bağırarak yarım Türkçesiyle bana evlenme teklif edecek ,çekimser ama müspet cevabımın ardından da  beni  otomatik garaj kapısı dahi mevcut  olan beş yıldızlı sarayına alıp götürecekti.

Ya da bu blogta tüten kahve dumanı, yanık tenli bir Brezilya kahve tüccarına kadar ulaşıp , tercümanları sayesinde  bana ulaştıracağı notla : “Siz kahveye ben de size aşık olduk bakınız şu kadere. Hadi sizin için Müslüman da olayım. İsmim de bundan böyle Alberto Marguez Fernandes… değil yalnızca Hüsamettin’dir. Hem daha kısa…” gibilerden izdivaç talebinde bulunacak , ben de aynı mağrur tavırla tabiî ki kabul edip okyanus ötesine ışınlanacaktım …

Hayallerim böylesi bi kaç masum şeyden  ibaretti işte. Ama tüm bu hayallerim yerine bir içecek  firması çıkıp da “Bilge hanım , bizim için makaleler yazar mısınız ?” deyince kadere şöyle bi sitemkar bakakaldım önce “Bu mudur yani?” gibilerden…
“Hani benim Arap şeyhim ? hani Brezilyalı  tüccar ?” diye şaşırmaya  kalmadan kendimi kahve hikayeleri yazarken buluverdim …
Ne varki yazmak da en az bu ilk hayallerim kadar heyecan ve aksiyon kattı  hayatıma o da bir gerçek.
Aslında kalbime giremeyen  hiçbir şey bu bloğa giremiyor bunu da yeni fark ettim efendim. Yani bu firmanın çalışanları (en azından benimle iletişime geçen kadro) yeterince zarif ve medeni bir tavır içinde olmasalar  şu an onlarla tanışmamı anlatıyor olmazdım büyük ihtimalle. Çünkü çalışmazdım o zaman.

Yapılan işlerin her aşamasında insana yönelik saygı  önemli bir miktarda pozitiflik katıyor o işin  çıktısına … alın bu da benden altın değerinde bir latife… Aldığım “İşletme Fakültesi” eğitiminde uzun uzadıya dört yıl boyunca  bunu anlattılar  ama ben size tek bir cümleyle pas ediyorum işte.

Ve daha sonra bu  firmayı daha yakından tanımak isteyince ben …
Hangi firmayı ?
Yaptıkları işe de çok “saygı” duyduklarını anlamış oldum.
Okyanus aşırı ülkelerden Uluslar arası Kahve Federasyonunun yüksek kalite değeri biçtiği kıymetli kahve çekirdeklerinin itinayla ithal edilip yine itinalı yüzdelik hesaplarla harmanlanarak  müşteriye teslim edildiğini ...
Bu arada kavurma işleminin müşteri siparişinden sonra teslimatın hemen arefesinde yapılıp,böylelikle daima taze ve kaliteli ürün tesliminin söz konusu olduğunu …
Kahve yanı sıra 128 e varan çay çeşidiyle Türkiye’nin en çok çay çeşidi bulunduran firması olup , ayrıca  sıcak çikolata , salep v.s. ürünlerle satış yelpazesini günden güne genişlettiğini  …

Gerekirse çalıştıkları cafe /otel gibi mekanların  mutfak sorumlularına kahve v.s. içeceklerin hazırlanışıyla ilgili  bizzat uygulamalı eğitim verdiklerini …
Ve daha da önemlisi  iki büyük kahve makinesi distribütörlüğünü de ellerinde tutarak Türkiye piyasası için en uygun kahve makinesi ve ekipmanları satışını da sağladıklarını…
Evet tüm bunları  öğrenince ben , gerçekten saygın bir firmayla çalışıyor olmanın da mutluluğunu yaşadım. Yazmayı seviyordum ama kimler ve ne için olduğu daha da  önemliydi zira…
Geçenlerde  değerli e-gurme  çalışanları tarafından adresime kargo edilen kahveyi haber alan arkadaşlarıma  bugün pişirdiğim orta şekerli taze kahveler herkes tarafından hayranlıkla içildi. Ben de kahvemi yudumlamak için ağzıma götürürken  fincanı tuttuğum elimin serçe parmağını havaya kaldırıp sağ kaşımı da yukarı çekerek  “ Sizin için Colombiya’dan ithal ettirdim” dedim onlara… Ardından gülüşmeler , muhabbetler gırla tabi : )

Sevgili  e-gurme ‘nin web sayfasını  inceleyin diyorum son olarak , perakende alımlar da söz konusu zira ve ben şahitim ki on numara bir aroması  var bu kahvenin . Sanırım bahsettikleri özel oranlama işlemi  bunun sebebi. Ayrıca senn ! Cafe ya da otel sahibi kişi , sen de irkil ve kendine gell , mutfağına kalite ve nitelik kazandırmak istiyorsan artık bu ürünlerle tanış…

Sonuç itibariyle “kahve” önemli dostlar , çünkü “dost meclisi ” önemli ,çünkü  “dost sohbeti” önemli…
O  halde en güzeli en kalitelisi olsun ama değil mi : )
İşte Bilge’nin kahve serüveni böyle başlar ve görelim bakalım nasıl devam eder …
Herkeslere sevgiler !

Not: Yok dimi aranızda bi Arap şeyhi , bi bişeyler?  Bu dünya gerçekten çok zalim… !

10 yorum:

  1. Bilgecim ne Arap şeyhi ne de yabancı tüccar , Rabbim sana hayale gelmeyecek güzellikleri gönderecek en kısa zamanda yürekten inanıyorum. Hem o diyarlara nasıl göndeririz ki biz seni ? Burda bunca hayranın varken ?? Ve e-gurme yi de inceledik , ürünler gerçekten kalite görünüyor. O Colombiya'dan ithal ettirdiğin kahvelerden en kısa sürede içebilmek dileğiyle... Bol öpücükler !

    YanıtlaSil
  2. Dilekçim gelirken getiricem sana kahvemden dont panik ! Ve nasip diyelim geri kalanına ;)) Çook öpüyorum seni ben de ! :)))

    YanıtlaSil
  3. Ablacım adına çok sevindim. Söyleşini de keyifle okudum seni böyle neşeli görmek güzel.:)

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkürler Kamer'cim ;)) Sevgiler ablacım :)

    YanıtlaSil
  5. kahve sohbetleri yapman çok güzel yoluna devem sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bekliyoruz o halde her zaman Özgen'cim , sevgiler benden ;)

      Sil
  6. Boş verin arap şeyhini bence Allah karşınıza sizi sevecek ve değer verecek hayırlı birini çıkarsın ;) Yeni işiniz de hayırlı olsun inşallah.

    YanıtlaSil
  7. Bi de Endonezya'lı kahve tüccarı ihtimali de var efendim unutmayalım ! : p :)) Latife bunlar tabi , amin şekercim :)

    YanıtlaSil
  8. Ben onu nasıl da unuttum, hadi hayırlısı inşallah :)

    YanıtlaSil

Sen de yaz bişeyler...