Size kahve sektörüne nasıl kaynak
yaptığımı anlatacağım bugün .
Aslında “kahve” temalı bir blogun bana “mutluluk” getireceğine yürekten
inanmıştım gerçekten. Yalnız bu mutluluk “yazma sevdamın körüklenmesi “ hadisesinden
biraz farklıydı aslında…
Bu blogta tüten kahve dumanı, günün birinde o palmiyeli diyarların Arap
şeyhine kadar ulaşıp , onu yakasından tutarak
kapıma kadar getirecek ve :
“Bilgee ! Bilgeee ! Sana şukrann şukrannn
! Sen sevdi kahve ben de sevdi seniiii ! Bundan sonra sen yazmayacak kahve,
habibin seni alıp götürecek sarayına orda O’na yapacaksın kahve ! “ diye bağırarak yarım
Türkçesiyle bana evlenme teklif edecek ,çekimser ama müspet cevabımın ardından
da beni
otomatik garaj kapısı dahi mevcut olan beş yıldızlı sarayına alıp götürecekti.
Ya da bu blogta tüten kahve dumanı, yanık
tenli bir Brezilya kahve tüccarına kadar ulaşıp , tercümanları sayesinde bana ulaştıracağı notla : “Siz kahveye ben de
size aşık olduk bakınız şu kadere. Hadi sizin için Müslüman da olayım. İsmim de
bundan böyle Alberto Marguez Fernandes… değil yalnızca Hüsamettin’dir. Hem daha
kısa…” gibilerden izdivaç talebinde bulunacak , ben de aynı mağrur tavırla
tabiî ki kabul edip okyanus ötesine ışınlanacaktım …
Hayallerim böylesi bi kaç masum şeyden ibaretti işte. Ama tüm bu hayallerim yerine
bir içecek firması çıkıp da “Bilge hanım
, bizim için makaleler yazar mısınız ?” deyince kadere şöyle bi sitemkar
bakakaldım önce “Bu mudur yani?” gibilerden…
“Hani benim Arap şeyhim ? hani
Brezilyalı tüccar ?” diye şaşırmaya kalmadan kendimi kahve hikayeleri yazarken
buluverdim …
Ne varki yazmak da en az bu ilk
hayallerim kadar heyecan ve aksiyon kattı hayatıma o da bir gerçek.
Aslında kalbime giremeyen hiçbir şey bu bloğa giremiyor bunu da yeni
fark ettim efendim. Yani bu firmanın çalışanları (en azından benimle iletişime
geçen kadro) yeterince zarif ve medeni bir tavır içinde olmasalar şu an onlarla tanışmamı anlatıyor olmazdım
büyük ihtimalle. Çünkü çalışmazdım o zaman.
Yapılan işlerin her aşamasında insana yönelik
saygı önemli bir miktarda pozitiflik
katıyor o işin çıktısına … alın bu da
benden altın değerinde bir latife… Aldığım “İşletme Fakültesi” eğitiminde uzun
uzadıya dört yıl boyunca bunu
anlattılar ama ben size tek bir cümleyle
pas ediyorum işte.
Ve daha sonra bu firmayı daha yakından tanımak isteyince ben …
Hangi firmayı ?
Sevgili e- gurme’yi yani… http://www.e-gurme.com/kahve/taze-harman-kahveler/
Yaptıkları işe de çok “saygı” duyduklarını anlamış oldum.
Okyanus aşırı ülkelerden Uluslar arası Kahve Federasyonunun
yüksek kalite değeri biçtiği kıymetli kahve çekirdeklerinin itinayla ithal
edilip yine itinalı yüzdelik hesaplarla harmanlanarak müşteriye teslim edildiğini ...
Bu arada kavurma işleminin müşteri siparişinden sonra
teslimatın hemen arefesinde yapılıp,böylelikle daima taze ve kaliteli ürün
tesliminin söz konusu olduğunu …
Kahve yanı sıra 128 e varan çay çeşidiyle Türkiye’nin en
çok çay çeşidi bulunduran firması olup , ayrıca
sıcak çikolata , salep v.s. ürünlerle satış yelpazesini günden güne genişlettiğini …
Gerekirse çalıştıkları cafe /otel gibi mekanların mutfak sorumlularına kahve v.s. içeceklerin
hazırlanışıyla ilgili bizzat uygulamalı
eğitim verdiklerini …
Ve daha da önemlisi iki büyük kahve makinesi distribütörlüğünü de
ellerinde tutarak Türkiye piyasası için en uygun kahve makinesi ve ekipmanları
satışını da sağladıklarını…
Evet tüm bunları
öğrenince ben , gerçekten saygın bir firmayla çalışıyor olmanın da
mutluluğunu yaşadım. Yazmayı seviyordum ama kimler ve ne için olduğu daha da önemliydi zira…
Geçenlerde değerli
e-gurme çalışanları tarafından adresime
kargo edilen kahveyi haber alan arkadaşlarıma bugün pişirdiğim orta şekerli taze kahveler
herkes tarafından hayranlıkla içildi. Ben de kahvemi yudumlamak için ağzıma
götürürken fincanı tuttuğum elimin serçe
parmağını havaya kaldırıp sağ kaşımı da yukarı çekerek “ Sizin için Colombiya’dan ithal ettirdim”
dedim onlara… Ardından gülüşmeler , muhabbetler gırla tabi : )
Sevgili e-gurme ‘nin
web sayfasını inceleyin diyorum son
olarak , perakende alımlar da söz konusu zira ve ben şahitim ki on numara bir
aroması var bu kahvenin . Sanırım
bahsettikleri özel oranlama işlemi bunun
sebebi. Ayrıca senn ! Cafe ya da otel sahibi kişi , sen de irkil ve kendine
gell , mutfağına kalite ve nitelik kazandırmak istiyorsan artık bu ürünlerle
tanış…
Sonuç itibariyle “kahve” önemli dostlar , çünkü “dost
meclisi ” önemli ,çünkü “dost sohbeti”
önemli…
O halde en güzeli en
kalitelisi olsun ama değil mi : )
İşte Bilge’nin kahve serüveni böyle başlar ve görelim bakalım
nasıl devam eder …
Herkeslere sevgiler !
Not: Yok
dimi aranızda bi Arap şeyhi , bi bişeyler? Bu dünya gerçekten çok zalim… !
Bilgecim ne Arap şeyhi ne de yabancı tüccar , Rabbim sana hayale gelmeyecek güzellikleri gönderecek en kısa zamanda yürekten inanıyorum. Hem o diyarlara nasıl göndeririz ki biz seni ? Burda bunca hayranın varken ?? Ve e-gurme yi de inceledik , ürünler gerçekten kalite görünüyor. O Colombiya'dan ithal ettirdiğin kahvelerden en kısa sürede içebilmek dileğiyle... Bol öpücükler !
YanıtlaSilDilekçim gelirken getiricem sana kahvemden dont panik ! Ve nasip diyelim geri kalanına ;)) Çook öpüyorum seni ben de ! :)))
YanıtlaSilAblacım adına çok sevindim. Söyleşini de keyifle okudum seni böyle neşeli görmek güzel.:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Kamer'cim ;)) Sevgiler ablacım :)
YanıtlaSilkahve sohbetleri yapman çok güzel yoluna devem sevgiler...
YanıtlaSilBekliyoruz o halde her zaman Özgen'cim , sevgiler benden ;)
SilBoş verin arap şeyhini bence Allah karşınıza sizi sevecek ve değer verecek hayırlı birini çıkarsın ;) Yeni işiniz de hayırlı olsun inşallah.
YanıtlaSilBi de Endonezya'lı kahve tüccarı ihtimali de var efendim unutmayalım ! : p :)) Latife bunlar tabi , amin şekercim :)
YanıtlaSilBen onu nasıl da unuttum, hadi hayırlısı inşallah :)
YanıtlaSilÖpüldünn ! :)))
Sil