5 Haziran 2014 Perşembe

Hikem-i Ataiyye

Bu kitabı okuma sürecimde o kadar çok kişiye anlattım ve o kadar çok kişiye tavsiye ettim ki sanırım çevremde fazlasıyla meraklısı oluştu. Ne gariptir ki sürekli adından bahsetmeme rağmen yine de bir çırpıda söyleyemediğim tek kitap adı budur herhalde... Hikem-i Ataiyye... Yazması daha kolay :)

Mesnevi öğretilerine hepimiz aşinayız değil mi ? Ya da daha güncel örneklendirmek gerekirse uzak doğu kültürünün huzur verici(!) mistisizmine... Biz, huzurun ve mutluluğun, sadece paketlenmiş ticarileştirilmiş sonra da görsel/yazılı medya aracılığıyla zorla hayatımıza dikte edilmiş şeylerde olabileceğine inandırıldık son dönemlerde. Refah içinde bir yaşantının belli bir fiyatı olduğunu ve ancak ücreti mukabilinde elde edilebileceğine de hani... Oysa geçmişimizde, ışık kaynağı  gibi zamanlarını aydınlatmış tasavvuf büyüklerinin yazdıkları eserlere şöyle bir bakıversek, Batı'nın en hümanist tavırlarına bile taş çıkartacak yol haritalarını buluruz. Elimizden tutup,bizi gerçek özgürlüğün bulutlar üstü mekanına çıkartacak Allah dostlarının öğretilerine kulak versek...Bugünkü buhranların çoğu hayal olurdu belkide... 
Ama bu zor ve herkese nasip olmayan bir yolculuktur ki, o sebepten okuduğum bu eser gibi çoğu eser kütüphanelerin raflarında istiridye içindeki inci gibi keşfedilmeyi beklemekte... Hikem-i Ataiyye , Şazeli tarikatının büyüklerinden, aynı zamanda fıkıh, tefsir v.s. ilimlerin tahsilini veren Ataullah İskenderi (K.s.) 'nin tasavvufi öğütlerini içeren bir kitap. Kısa başlıklar ve açıklamaları halinde düzenlenmiş 2009 basımı Semerkand yayınlarından çıkmış. Son derece anlaşılır ve akıcı bir üslupla yazıldığı için kısa sürede bitirip lezzeti damağınızda kalır cinsten bir kitap. Israrla tavsiyedir... 


Alıntılar kısmına sayfalar dolusu şey eklememek için kendimle mücadele halindeyim.Çoğu eklenesi bölümü eleyip alıntılar kısmına  karar vermek hiç kolay olmadı :) İşte kitaptan bazı başlıklar...

"Günah işleyince ümidin azalması, amele güvenmenin alametlerindendir."

"Allah seni sebeplere muhtaç bırakmışken senin o sebeplerden soyutlanmayı istemen gizli şehvetlerdendir."

"En yüce himmetler bile kader surlarını yaramaz."

"Tedbir almaktan nefsini rahat tut.Allah'ın senin yerine yaptığı işi kendi üzerine yükleme."

"Bazıları , 'Nefsini köpekten daha kıymetli gören, kibirlenmiş ve Allah'ın gazabını hak etmiştir'demişlerdir."

"Şeyh Abdurrahman Said büyük bir fakih idi.
Bir kış günü çamurlu ve dar bir yolda yürürken karşıdan gelmekte olan bir köpekle yolları kesişti.Kendisi yolun orta ve temiz yerinde, köpek ise biraz alçaktaydı.Bir müddet köpeğe baktıktan sonra yerinden ayrılarak , daha alçak ve çamurlu olan bir kenara çekildi.Bu olayı gören biri O'na sordu :
'Çok garip bir şey yaptın. Temiz yeri köpeğe bırakıp kendini niye çamura attın ? ' Dedi ki :
'Yolun ortasındayken bir an kendimi ondan üstün hissettim.Oysa vallahi o benden daha üstün ve ikrama daha layıktır.Benim çok günahım var köpeğin ise yok. Bu sebeple yolu ona bıraktım.Şimdi ise Allahın beni bağışlamamasından korkuyorum.Çünkü benden daha hayırlı olandan nefsimi büyük gördüm. ' "

İşte dostlar gerçek "insan hakları" ...

Gerçek hümanizm...

Gerçek mutluluk...

Gerçek özgürlük...

Hayal edilesi ütopya...!


Diğer kitap incelemesinde görüşmek üzere... 

4 yorum:

  1. teşekkürler,şahane bi penceren var

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Havva'cım ben teşekkür ederim, aynı pencereden baktığımızı düşünüyorum :)

      Sil
  2. bende merak ettim şimdi listeye aldım
    muck

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka okumaya çalış Nilgün'cüm, öpüyorum :)

      Sil

Sen de yaz bişeyler...