18 Mayıs 2014 Pazar

İran sineması

Bugün bloğu güncellemem gerekiyor.

Kumanda panelini açıyorum, yeni kayıt sayfasını tıklıyorum, ama ben sayfaya bakıyorum sayfa bana... 

İçimden bir şey yazmak gelmiyor, gündelik bi kaç şey yazıp güncelleme derdindeyim ama tık yok. 

Soma faciasından sonra gündelik işlerimize geri döndük ama ağır bir karbonmonoksit tabakası da omuzlarımıza yüklenmiş  ilerliyoruz sanki.

Bi kaç gün önce bir şeyler değişti ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak  sanki...

Bloğa bir şeyler eklemem gerek hissiyatıyla yapabileceğim yayın anca budur diye düşünüp, hayatın içinden kopma, realite vurgulu izlediğim filmleri paylaşmak istedim dostlar... Hepsi ilk başta sıkıcı ya da durgun seyirli gibi gelebilir ama kendinizi hikaye içine ışınladığınızda pek de öyle hissetmeyeceğinize emin olabilirsiniz. Ki aldıkları uluslararası ödüller de bunlara kanıt olsa gerek...



2007 İran yapımı bir film.Roma'da Unıcef özel mansiyon ödülüne layık görülmüş.Küçük bir Afgan kızın savaş süreci içinde okumak için katlandığı zorlukları anlatan hikaye, sizi de fazlasıyla hüzünlendirip bi o kadar etkileyecek.İzlediğimiz şey, bizim için bir sinema olabilir ama birilerinin de gerçeği malesef... Filmin unutamadığım sahnesi küçük kızın defter almak için satmaya çalıştığı yumurtaları kırdığı an...  


Bu filme bayıldığımı hatırlıyorum. 2008 İran yapımı. Filmin adı "Serçelerin şarkısı"Berlin Film festivalinde en iyi erkek oyuncu kategorisinde Gümüş ayı ödülüne layık görülmüş.Gerçekten ben de baba rolünde başarılı bir oyunculuk izledim.Şehrin uzağında Deve kuşu çiftliğinde yaşayan bir ailenin başından geçen olayları anlatan film, aynı zamanda kırsal kesimde yaşayan bir Anadolu ailesinin şehirle tanışma hikayesini anımsatıyor. O küçük pembe ayakkabılar kaybolmamalıydı... 
2004 İran-Irak-Fransa ortak yapımı bir film. Berlin Film festivalinde bir kaç dalda birden ödül alan film, Irak savaşından sonra söz konusu topraklarda çekilen ilk film olma özelliğini de taşıyor. Özetle, ABD işgalinden sonra evsiz barksız kalan Irak-Türkiye sınırındaki Kürt mülteci  çocukların mayın toplayarak hayatta kalma savaşını anlatan bir hikaye.Oldukça çarpıcı sahnelerle erken yetişkin olan çocuk manzaralarına şahit oluyorsunuz film boyunca.Eski hurda arabaları mesken bellemiş sübyan bünyeler... 


Dostlar, hafta sonu müsait olursanız bu filmleri izleyin... Ve yeniden hatırlayın ki, ara sıra uzaktan aldığımız haberlerle varlığını hissettiğimiz "trajedi" dünyanın değişik coğrafyalarında her an yaşanmaya devam etmekte...
Belki de hiç unutmuyorsunuz...

Görüşmek üzere... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen de yaz bişeyler...