4 Nisan 2014 Cuma

Kahve Hikayelerim #10 / e-gurme

Yeni hem de yepyeni bir hikayeyle merhaba dostlar... 

Aslında size bol güneşli ve Kapadokya'lı bir hikaye yazmak istiyordum ama kafamın içinde bu deli taslak çeperlere vurup durmaya başlayınca hadi önce bu çıksın dışarı dedim :) Diğeri için de az biraz beklersek kavuşabiliriz ona da yakında diye düşünüyorum :) 

Sanal dünyanın bizi fazlasıyla sarıp sarmaladığı günümüzde, durup bazen siz de düşünüyor musunuz ? "Sanaldaki hayatımız mı  gerçek yoksa diğer mi ? "
Bazen bu soruya net cevap veremediğim zamanlar oluyor kendi adıma... Kültür, ortak zevkler, mizaçlar,frekansı tutan espri anlayışı gibi etkenler  noktasında aynı coğrafyayı paylaşamadığımız  insanlarla klavyeler aracılığıyla kurduğumuz köprüler belki sandığımızdan daha fazla transferi sağlıyor başka alemlere. 

Ve işte hikayemin dillendirdiği şey budur dostlar: Bir mesajı yok. Bir "oluşun" altını çizer sadece kendisi. 
Sonuç kısmında da Türklere özgü bir  mizahı  ihtiva eder, şimdiden haber vermek lazım... :)

Keyifli okumalar ... 







Hızlı bir giriş yaptı lokantanın mutfağına Tuana… Sanayi tipi büyük bir mutfakta olması gereken bir çok şey vardı burda… Büyük çelik tencereler, irili ufaklı ocaklar, derin donduruculu soğutucular, kepçeler , çırpıcılar ve bunlara benzer  fazlasıyla mutfak araç gereci… Çelikten bir zırhla donatılmış savaş cephaneliğinden farksız görünüyordu bu lokanta mutfağı da diğerleri gibi.Tam ortaya boylu boyunca  yerleştirilmiş ek bankın üzerinde bardakların asıldığı ahşap bir bölüm ve hemen yan kısmında da yine tencerelerin çeliğine benzer bir metalden uzun büyük davlumbaz tavandan sarkar halde monte edilmişti.

Elindeki malzemeleri ek bankın boş kısmına bıraktıktan sonra her zaman fırının kenarında asılı duran mutfak önlüğüne doğru yöneldi Tuana. Hızlı adımlarla hareket ederken bir taraftan ellerini çırpıyor ve diğer mutfak elemanlarını ateşlemek ister gibi yüksek sesle konuşuyordu :
-Herkes bugün tam performans çalışsın istiyorum arkadaşlar ! Bugün lokantamızda bir gurmeyihttp://www.e-gurme.com/ ağırlayacağız ! Hiçbir şeyde eksiklik ya da hata istemiyorum !

Diğer çalışanlar , sıra dışı bu girişle bir parça irkilip aldıkları haber üzerine kıpırtı gösterdiler. “Hangi gurmeymiş bu ?” diye sordu Glum. Glum derlerdi O’na. İngilizce “somurtkan , üzgün” anlamlarına geliyordu ve genelde gülmeyi sevmeyen negatif duruşu yüzünden takılmıştı  isim bu genç kıza. Kendisi  de genel ruh hali nedeniyle  böyle bir takma isim takılmasına hiç  karşı çıkmamıştı.

Aslında herkesin bir takma adı vardı bu mutfakta. Çalışanlar birbirlerinin takma adlarına o kadar alışmışlardı ki gerçek isimlerini unutmuşlardı  bile. “Önemli biri olmalı” diye lafa karıştı Karizma. Saçları hep  briyantinle arkaya doğru taralı olan bu genç, mutfağın en bakımlı üyesiydi belki de. “Gazetede filan mı yazacak bizi yoksa ? Şöhret oluyoruz çocuklar ! ” diye sesini yükseltti  Kilimanjaro. Mutfağın en eğlenceli üyesi ses vermiş oldu böylece. En ciddi meselelerde dahi eğlenceli bir detay bulup çıkartmak ve onun üzerinden mizah yapmak Klimanjaro’ya özgü bir şeydi.

Tüm bu konuşmaları dinlerken bir yandan kollarını sıvayıp bir yandan mutfak önlüğünü giyen Tuana mutfak dostlarına bakıp gülümsedi. Diğer köşede sessizce sebzeleri soyan iki elemanı işaret ederek , “Neden siz de onlar gibi hemen işe koyulmuyorsunuz ?”  diye sordu. Kinayeli mesaj yerine ulaşmıştı ve az önce muhabbet eden topluluk tekrar işinin başına dönmüştü bile. 
Menü bir gün öncesinden belliydi aslında ama günün sürpriz misafiri bir “gurme” olunca menüye ilave etmek istediği  yöresel lezzetler vardı Tuana’nın. Bir baş aşçı olduğu için bu gibi kararları kendisi almak zorundaydı ve ilave edeceği  birkaç soğuk meze bir iki dolma çeşidiyle mutfağını diğer mutfakların önüne geçirebilir, söz konusu gurme’nin de gönlünü kolaylıkla çalabilirdi.
Yapılacak ilaveler için gerekli olan malzemeler kafasının içindeydi ve Tuana sanki onları oturup hemen listelemezse uçup gidecekler gibi geliyordu. Hemen masanın başına oturup uzun bir liste çıkardı. Listede yok yok gibiydi. Deniz börülcesi , biraz kalamar , semizotu , patlıcan , acılı ezme için özel nar ekşisi , ince bulgur , yağsız kıyma , Fava için 250 gr. Bakla içi ve Diyarbakır’a özgü kuru patlıcan  v.s. uzayıp gidiyordu liste…  Az miktarda ama bol oranda bir çeşitle sofrayı donatmak istiyordu Tuana. Böylece bu akşamki o gurme şahsiyeti, tüm yaptıklarından tatmak isteyecek , usta ellerden çıkan bu lezzetlerin çeşitliliği karşısında  hayran kalacaktı.
Listeyi bitirdikten sonra hızla masadan kalktı ve kağıdı Karizma’ya uzattı. Çarşı alışverişine genelde o bakardı. “Hızlı bir şekilde gidip bunları almanı istiyorum !” diye başladı söze kağıdı uzatırken . Karizma kağıdı almadan önce ellerini yıkamaya yöneldi . Diğer yandan Tuana konuşmaya devam ediyordu :
“Deniz börülcelerinin ezik olmamasına dikkat et , Kalamar’ı da her zaman alışveriş yaptığımız balıkçıdan al eğer onda yoksa benim selamımı söyle ve güvenilir başka bir balıkçı önerisi olup olmadığını sor sonra da  önerdiği yerden satın al , acılı ezme ürünlerini ve de kuru patlıcanları da Diyarbakır ev ürünleri satan şarküteriden temin edersin ve kıymaya gelince…” diye devam edecekti ki söze girdi Karizma:
-Evet eveet.. Biliyorum her zamanki kasabımızdan , onu da söyleme artık istersen…
Dudak büktü Tuana :
-Afedersin, her şeyin mükemmel olmasını istiyorum…
Liste yazılı kağıdı alırken gülümsedi Karizma , “ En az üç saate buradayım “ dedi kapıdan çıkarken.Arkasından bağırarak sesini duyurmak istedi  Tuana :
-İki saat… En az iki saate buradasın !

Glum elindeki patatesleri soyarken tüm olup biteni  keyifsiz bakışlarla takip ediyordu bir yandan. “Nerden çıktı ki bu gurme şimdi…” diye mırıldandı belli belirsiz. Karşı tarafta buzunu salmış etleri kuşbaşı doğrama işine girmiş Kilimanjaro gülümseyerek takıldı Glum’a :
-Senin için değişen bir şey yok ki dostum. Patates soyma mühendisliğini elinden alan yok merak etme.
Diğer elemanlar ve Kilimanjaro gülüştüler ardından. Glum gülmüyordu. Patates soymaya devam ediyordu sadece. Zaten bu yüzden takılıyorlardı hep O’na . Çünkü mutfak işleri paylaştırılırken o hep bir köşeye çekilip fazla miktardaki patates ya da soğanı soyma işini tercih ederdi. Böylece kimseyle muhatap olması gerekmez ve olabildiğince az sosyalleşerek işini yürütmeyi başarabilirdi.

Tuana ,beyaz pirinçleri soğuk suyla ıslattı ve çok az tuz ilave etti. Çorba için mercimek uygun görülmüştü ve bu iş için mercimekler geniş bir kaba alınmış az tuz ve suyla ovulmaya başlanmıştı. Böylece mercimeğin mideyi rahatsız edici gazının pişmeden önce yok  edilmesi sağlanıyordu.

Karizma, alışveriş için çıkalı yaklaşık iki saat 15 dakika olmuştu ki kapıda ellerinde poşetlerle göründü. Her şeyi talimata uygun satın almış olmasının gururunu taşıyordu yüzünde. Tuana “Hoş geldin  !” diye  koşarak elindekileri aldı ve bankın üzerine bıraktı. Poşetten çıkardığı her yeni şeyin, isteğine uygun alınmış olması yüzünde ayrı bir gülümsemeye neden oluyordu. Tüm istedikleri en güzel şekilde satın alınmış elinin altındaydı şimdi. Mutfakta harikalar yaratmasına hiçbir engel kalmamıştı ve sanatçı edasıyla mutfağın kendine has o senfonisine kaptırabilirdi kendini. Yemek yapmıyor adeta zevk alarak icra ettiği bir sanat eserini meydana çıkarıyordu. Her şey, ahenkle işliyordu . Her şey, bir gurme damağına hizmet eder incelikte ve özveriyle yapılıyordu…

Tüm planların eksiksiz düşünüldüğünden, uygulandığından emin olduktan sonra…Kısaca kafasındaki sofranın oluşması için tüm işlerin  tıkırında işlediğinden emin olduktan sonra, herkesle topluca yaptıkları şeyi yaptılar.Bol köpüklü  türk kahvelerini pişirip mutfağın caddeye bakan fesleğenli saksılarla çevrili camekan kısmında toplaşıp kahvelerini içtiler. Gün ortası ara sıra verdikleri bu kısa kahve molalarındaki muhabbetler onları terapi edercesine mutlu ediyordu . Bazen mutfak tecrübeleri , bazen sofra deneyimleri , bazen damak lezzetlerine dair püf noktalarından mütevellid türettikleri sohbetleriyle tüm yorgunluklarını unutup taze kahvelerin tadına varıyorlardı.Öyle ki bu taze kahve molalarını Glum bile iple çeker olmuştu son dönemlerde. Muhabbetlere pek katılmasa da sandalyesini çekip onlara eşlik etmekten keyif alıyordu.

Ve akşam saatleri gelip çatmıştı . Tüm yemekler hazırlanmış, içecekler ve salatalar masanın hemen kenarında dizilmiş masa düzeni dört dörtlük bir halde oluşturulmuştu. Bembeyaz masa kuşbakışı bakıldığında ,incili peçetelikler ve gümüş simli porselen takımlarla büyük bir istiridyeyi anımsatıyordu. Tuana, masanın son haline şöyle bir bakış atıp kendisiyle ve arkadaşlarıyla gurur duydu. Her şey, harika görünüyordu . Arkadaşları da çıkan sonuçtan son derece mutlu, zafer sevinci içindeydiler…
Derken özel misafir olan gurmenin  ziyaret saati yaklaştı. Gelmek üzere olduğunu öğrendiği anda son kontrolleri yaptı Tuana , gidip üzerini değiştirdi. Üzerinde beyaz  ipek bir gömlek altta gri dar eteği olduğu halde tekrardan geri döndü. Arkadaşlarının Tuana’yı şık gördükleri ender zamanlardandı. Genelde spor giyimine alışıktılar çünkü. Misafirlerin dış kapıdan girdiklerini duyunca duruşunu dikleştirdi , saçlarını eliyle düzeltir gibi bir hareket yaptı ve mutfağın lokanta kısmına açılan çift kanatlı kapısından hızla dışarı çıktı…
.
.
.
Telefonun alarmıyla uyanıp  gözlerini oğuşturdu Tülin.  Saate baktı. 09:00. Nasıl bu kadar uyuyabildim diye hayıflandı … Sonra rüyasını anımsadı , ne kadar gerçek gibiydi diye düşündü , gülümsedi , arkadaşlarına hepsini bir bir anlatmayı geçirdi aklından… Sonra yapacaklarını düşündü , her şey yeni başlıyordu  ve hemen kalkması lazımdı. Yataktan hızla fırladı…

Aynı günün gecesinde ilerleyen saatler … Tülin,ağır bir yemekli daveti atlatmış olmanın huzuruyla salona geçti. Eşinin çalışması için odasına geçtiğinde, her zaman olduğu gibi  bilgisayarını açmış ve damak lezzetlerine dair muhabbetlerin döndüğü yemek forumunda almıştı  soluğu. Bu foruma her gece girmeyi alışkanlık haline getirmişti. Forum üyelerinin her birini de fazlasıyla kanıksamıştı. Öyle ki artık ikinci bir hayat sürdürüyordu burada. Taze kahvesini  forum muhabbetleri yaparken  içmeyi alışkanlık haline getirmişti.

“Peki sonra ?” diye sordu Klimanjaro takma adıyla yazan forum üyesi. Tam o sırada Karizma isimli üye katıldı sohbete. “Merhabalar millet , konu nedir ?” diyerek ses verdi arkadaşlarına.
-Tuana, bize dün gece gördüğü rüyayı anlatıyor. Büyük bir lokanta mutfağında hep birlikte harika bir iş çıkarmışız dostum… Kendisi de baş aşçımızmış. diyerek açıkladı Klimanjaro.

Tuana  takma adıyla yazan Tülin anlatmaya devam etti sonra :
-Velhasıl öyle…Hepiniz harika çalıştınız ve kısıtlı saatler olmasına karşın çok güzel bir sofra hazırladık çocuklar. Karizma  senin özverili alışveriş performansın, Klimanjaro ‘nun enerjisi … Hatta Glum bile dört elle sarıldı şu meşhur gurme için hazırlanan ziyafete…

Hepsi  Tülin’e (Tuana’ya) rüyadaki halleriyle ilgili detayları soruyor gerçek hayattaki durumlarıyla kıyaslama yapıyorlar ve çoğu şeyin birebir tutmasına şaşırıyorlar,sonra da gülüşüyorlardı. Glum, her zaman ki gibi sadece basit bir yorumla “Tuhaf bi rüya…” demekle yetindi.
-Şu şöhretli gurme… Beğendi mi peki sofrayı ? diye sordu Karizma. O kadar çalışmışız değdi mi bari ? diye ilave etti.
-İşte tam orda uyandım…tam mutfaktan çıkıp ağır misafir gurmeyle tanışacağım vakit… alarm çalmaya başlamıştı… diye cevapladı Tuana.
-Al işte bütün rüyalar gibi bu da hayal kırıklığı … diyerek söze karıştı Glum.
-Bu “gurme” kimliğinin bir anlamı olmalı ama… dedi Klimajaro.  Sen bu akşam yemekte kimi ağırladım demiştin  diye sordu Tuana’ya …
-Kimi olacak kayınvalidemi ağırladım. İlk kez geliyordu evime diye cevapladı Tuana.
Hepsi birden gülüştüler, gerçek “gurme” nin kim olduğu ortaya çıkmıştı sonunda.
Glum bile güldü buna.
Bilgisayarının ışığında briyantinli saçları parlayan Karizma, Tuana’ya gerçekten yardım etmiş kadar keyifliydi.
Klimanjaro  da neşeliydi her zamanki gibi.
Ve Tuana gerçek mi rüya mı belirsiz, farklı bir boyutta yaşanmış bu kesiti arkadaşlarıyla paylaşmaktan mutluydu…

Taze kahvesini içmeye devam ederken, onlara rüyasındaki mutfağın, fesleğenli camekan kısmını  anlatmaya başladı…

Görüşmek üzere dostlar ... 

2 yorum:

  1. Ya ben bu hikayeye yorum yazmamışım :))) Kayınvalideden daha iyi gurme mi olur zaten ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet nu hikayeyi bi çok arkadaşım kaçırdı Mukaddescim sanırım gece yayınladığım için öyle oldu :) Bence de kayınvalideler hepsi birer gurmedir hangi kesimden olursa olsun :)

      Sil

Sen de yaz bişeyler...