Size daha önce de söyledim ,
artık ciddi kahve hikayeleri yazmaya başlıyorum...
Olgun ve kamil ruhumla sizleri alıp kahve kokulu diyarlarda gezdirip dolaştırıcam. Yeterince sessiz olup gözlerinizi dört açarsanız bu "yolculuk" sizi fazlasıyla değiştirebilir . Kahve hikayeleri postlarında çok ciddi ve otoriter bir insanım, kimse benimle laubali olmaya kalkmasın...( Diğer postlarda bol bol haşarılık yapabiliriz ama,yapmalıyızz ! :) )
Özetle , siz kahveyi sadece içiyorsunuz değil mi ? Bakın ben onda neler buluyorum neler ...
İlki altta,okuyunuz efemm :)
-Son zamanlarda boşluyor musun sen beni ? diye sordu yaşlı
kadın…
Taze kahvenin büyülü
kokusu tüm odayı kaplamıştı. Gözlerini fincanının üstündeki köpük tablosunda
bir desen aramaya koyuvermiş Serap, usulca kafasını kaldırıp beyaz tülbentli
dostuna baktı. Kafasının içi en az sabah bırakıp çıktığı odası kadar dağınıktı.
Annesinin “her yer her yerde” diye ifade ettiği türden bir dağınıklık vardı
zihninin tam ortasında…
-Dersler işte haminne… diye cevapladı kahvesinden bir yudum
alırken Serap. Ufak yaşlarından beri “haminne” derdi kahve dostuna. Halbuki
O’nu tanıdığında genç bir kadındı Hasine hanım ama , kendisi de O’na böyle
hitap etmesini istemişti.Yalnız yaşıyordu haminne , sevgili eşini emeklilik yıllarında
kaybetmişti. Annesinin Serap’ı yoğun işleri esnasında giriş katında oturan haminnesine
emanet edip gitmesiyle başlayan birliktelik saatleri, büyüdükçe yerini gönüllü
buluşmalara ve kahve muhabbetlerine bırakmıştı. İkisinin de en sevdiği şeylerden
biriydi bol köpüklü orta şekerli taze kahvehttp://www.e-gurme.com/kahve/taze-harman-kahveler/. Yanına da mutlaka fıstıklı
lokumlardan koyardı haminne. Serap’ın hayalleri , hedefleri , gün içinde
yaşadıkları , Haminne’nin hatıraları , yol yordam gösteren cinsten tavsiyeleri
ve her ikisini de güldürüp neşelendiren ortak latifeleriyle kahve faslı bu
ikili için geleneksel bir tören halini
alırdı her seferinde.
Yalnız son günlerde Serap gerçekten arayı açar olmuştu.
Liseye geçtiği için yeni okulu evinden daha da uzağa düşüyordu ve erken
saatlerde bindiği servisten akşamın karanlığında yorgun argın iniyordu.
Haminnesine merdivenlerde çöp koyarken filan rastlamışsa yorgun kollarını coşkusuz ama huzur dolu bir
sevinçle O’nun boynuna doluyor , başını
göğsüne yaslayıp “özlüyorum ama ben seni…” diyerek nazlanıyordu. Haminnesi de
O’nunla kapı aralığında da olsa hasret gidermenin mutluluğunu yaşıyordu birkaç
dakikalığına.
Yaklaşık iki haftalık bir aradan sonra hafta sonu tatilinin
bir saatini ısrarla haminnesine ayırmak istemişti Serap. Kafasının içini
kurcalayıp duran şeyi O’nunla da konuşup
kendini rahatlatmalıydı bir an önce. Okuldaki en yakın arkadaşı Merve’yle
araları bozuktu iki haftadır. Koridorda görünce birbirlerini görmemiş gibi
davranıyorlar, kantinde biri oturuyorsa diğer oturmaktan vazgeçiyor,ortak
arkadaşlarını dahi itinayla bölüşüp diğeri ile görüşenle muhabbeti
kesiyorlardı.
Haminne O’na hafta içinde ilk defa denediği
kurabiyeleri çini işlemeli zarif bir
tabağa koyup mutfaktan içeri geldiğinde Serap kahvesinin üzerinde duran köpüğün
ortasındaki boşluğu şekillendirmeye
dalmıştı. Haminnesinin odaya girdiğini fark etmesine rağmen konuşmuyor dalgın
dalgın fincanına bakıyordu. Neye benziyordu bu ? Bir balık , bir at arabası ,
bir karnıbahar …. ?
Birden başını kaldırıp , “Haminne biz Merve’yle konuşmuyoruz”
deyiverdi sonra. Haminne , Merve’yi Serap’ın en yakın arkadaşı olarak yakından
tanıyordu. Serap’la bir büyümüş gibilerdi , okulları , gezileri , ev
ziyaretleriyle bir dolu hatırayı Serap’ın ağzından dinleyerek pek görmediği
halde Merve’yi de Serap kadar sevmişti
zamanla.
-Barışırsınız kızım. Dedi gülümseyerek.
-Yok dedi Serap.
Barışamayız artık , beni çok kırdı , O’nun yüzünü dahi
görmeye tahammül edemiyorum. Zaten kızların çoğu da benim tarafımda. En silik
tipler O’na kaldı , anlasın bakalım biraz bensiz kalmak nasılmış . diye devam
etti hışımla.
-Kabul şartlarınız nedir sizin kızım? Diye sordu Haminne.
-Ne kabul şartı ? dedi şaşkınlıkla Serap.
-Baksana işverenmişsiniz
gibi arkadaşlarını bünyenize alıp almamaktan bahsediyorsun. Mutlaka işe kabul şartlarınız
da vardır herhalde ? diye sordu gülümseyerek .
Serap , gülmeden söylendi :
-Sen de benimle dalga geçme lütfen haminne.
Yaşlı kadın bir süre sessiz kaldı. Kızı gibi yetiştirdiği
tazecik çiçeğine bakarken ağır ağır ve sabırla konuşmasına başladı :
-Dostluk , her şeyin sürekli yolunda gittiği , dertsiz
tasasız bir birliktelikten ziyade
zorlukların ve sıkıntıların atlatılıp , tatlı mesuliyetin yerine
getirildiği oranda kıymetlenen bir değerdir kızım. Yıkmak kolay ama inşa etmek zordur . Kaldı
ki bugün sana çok önemli gibi gelen meseleler ilerde fındık kabuğunu doldurmaz
halde görünebilir. Ancak kaybettiğin dostluğundan geriye sadece hayal kırıklığı
kalır.Sen Mevlana ne demiş ona bak: Toprak gibi mütevazi ol , tüm pislikler
bağrına yığılsa da sen güzellikler ver etrafına. Merve ile aranızda her ne geçti bilemiyorum
ama O’nunla yaşadığın onca hatıra ve serüvenin önüne geçecek bir yıkım olmasa gerek.
-Anlamıyorsun haminne. Diye böldü Serap. ..Benim okulda aday
olduğum öğrenci temsilciliği görevine O da aday olmuş. Hem de ne kadar
istediğimi bildiği halde. Önümüzdeki Cuma seçimler yapılacak. O zamana kadar
adaylığını çekip benden özür dilemezse O’nunla bir daha asla konuşmayacağım haminne
asla ! diyerek yüzünü pencereye döndü Serap.
Kızı gibi yetiştirdiği çiçeğine biraz hüzün ve biraz da merhametle baktı
yaşlı kadın. Elinden geldiğince güzel şeyler aşılamaya çalıştığı kahve
muhabbeti seanslarının işe yarayıp
yaramadığını düşündü biraz kırgın…
Önündeki kahve fincanını alırken Serap’ın çenesinden tutup
yüzünü kendine döndürdü ve sevgiyle öptü yanağından.
Kapıdan uğurlanırken bir şey isteyip istemediğini sordu
Serap Haminnesine. “Cuma ziyaretlerini aksatma başka şey istemem” dedi yaşlı
kadın. Tamam dedi gülümseyerek Serap. “Biliyorsun ki seninle cumalaşmadığımda
hafta sonum pek iyi geçmiyor hatuncum “ diye ekledi haminnesinin yanağına öpücüğünü kondururken. Merdivenleri çıkarken içi biraz
daha rahatlamış gibiydi Serap’ın. Ama içindekileri anlatmış olmanın verdiği geçici bir
rahatlamaydı bu , devamı gelecek bir dizi gibi açık kapı kalmıştı ardından
gelecek olan sıkıntısına...
Günlerden cumaydı… Okul servisinde içi içine sığmıyordu
Serap’ın. Ne maceralı bir gün olmuştu. Tek bir günün içinde ne çok şey
yaşamıştı. Otobüsün penceresinde akıp giden caddeyi ,insan selini , elektrik
direklerini , bulutları , ağaçları ve kuşları gözüyle tarayıp geçerken zihninde
de günün öne çıkan başlıkları akıp
gidiyordu. Seçim heyecanı , öğretmenler odası , son konuşmalar , Merve’yle
koridorda karşılaşması ve sonrasındaki o
şaşkınlık verici gelişmeler… Hala inanamıyordu Serap, o gün içerisinde yaşadığı
tüm şeylere hala inanamıyordu…Sonra haminnesini düşünmeye başladı , O’na her
şeyi tek tek anlatmalıydı. Eve çıkmadan uğrayıp hem cumalaşmalı hem de günün
özetini heyecanla paylaşmalıydı O’nunla…
Apartmanın önüne geldiğinde normalden fazla olan park edilmiş araç sayısı dikkatini
çekti. Merdivenleri çıkarken birinci kattaki ayakkabı fazlalığı ve Hasine
hanım’ın açık olan kapısı şaşkınlığını
daha da arttırdı. Düşünmek bile istemediği şey başına gelmiş olabilir miydi ?
Kapının önünde dona kalmış halde beklerken içerden genç bir abla çıkıp “Sen
Serap’sın değil mi?” diye sordu. Serap bembeyaz kesilmiş yüzünde belli belirsiz
bir selam ifadesiyle “evet” diyebildi. “Seni anlatırdı “ diye devam etti genç
kadın.
-Ben Hasine hanım’ın kızıyım. Kalbi vardı belki biliyorsun. Annemi
bu sabah erken bir vakitte kaybettik.
Genç kız, elindeki kitapları taşıyamadı ve hepsi birden yere döküldü. Avazı çıktığı kadar bağırmak , ağlamak , tüm hırçınlığıyla isyan
etmek , çok hızla koşup olabildiğince ordan ve o acıdan uzaklaşmak gibi bir sürü duyguyu ardı ardına
hissetti ruhunda. Sonra haminnesinin beyaz tülbetine eş huzur dolu ılık sesi
geldi kulaklarına . Sabır telkin eden sesine , pişirdiği taze kahvelerin büyülü
kokusu refakat etti sonra, nerden geldiyse…
O gece penceresinin kenarına oturunca yıldızlara daldı
gözleri. Bu kez orta şekerli Türk kahvesini kendi kendine yapmıştı Serap. Tadı Hasine hanım’ın
pişirdiği kahvelerden daha farklıydı ama alışmalıydı buna artık …
-Biliyor musun haminne diye mırıldandı… Bugün Merve’yle
seçim öncesi koridorda karşılaştık. O’nunla bir iki saniyeliğine göz göze
gelince içimde yaralar açıldı sanki. Tüm çocukluğumuz , tüm anılarımız hepsi
toplanıp aklıma hücum etti.Söylediklerin aklıma geldi sonra,toprak gibi olabilir
misin şimdi Serap dedim kendime. Olabilir misin ? … O benim
ardıma dönüp gideceğimi sanırken , yanına yaklaşıp ellerini tuttum. “Merve,
başkanlık umrumda değil , ben
seni çok özledim “ dedim O’na. Merve de beni özlüyormuş meğer biliyor musun haminne
?! Bana seçimden çekileceğini söyledi,
razı olmadım. Zorla beni ikna etti ve seçimler sonunda öğrenci başkanı ben
seçildim. Ben Merve’nin ellerini tutup özür dilerken hem O’ndan hem
başkanlıktan, her şeyden vazgeçmiştim, tıpkı bir avuç toprak gibi hissiz ve
cansız hale gelmiştim haminne.Ama şimdi hem başkan seçildim hem Merve de
yanımda. Bunları bugün okuldan eve geldiğimde senin yüzünü öpücüklere boğarken
anlatmayı ne çok isterdim haminne , hem de ne çok…
Son bir yudum aldığı kahvesini masaya usulca bırakırken göz
yaşları yanaklarından süzülüyordu genç kızın.Ancak elinde tuttuğu Hasine hanım’ın bir fotoğrafı gülümsüyordu
Serap’a.
Çiçeğinin etrafa güzel kokular yaydığını fark etmişcesine
huzurlu bir gülümsemeydi hem de bu…
Harika bir hikayeymiş arkadaşım devam etmen dileğiyle takip edeceğim sevgiler...
YanıtlaSilNasıl geliyor bunlar senin aklınaa ? Akıl alır gibi değil. Çok profesyonel yazdığını herkesten duyuyorsun bir de ben yazayım . Bayılıyorum yazdıklarını okumaya. Çok güzel yerlere geleceğine eminim Bilge. Sevgiler...
YanıtlaSilharikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
YanıtlaSilÇok teşekkürler herkese :) Kahve hikayeleri sizlerden gelen geri bildirimlerle daha da heyecanla yazılmaya devam ediyor :)
YanıtlaSilKahve kadar lezetliydi,dumanı gibi işledi yüreğime . Kocamannn öpücük Bilge'me.
YanıtlaSilAblacım benden de öpücükler :)
SilHikayelerin roman olsa da taze kahve yudumlarken okuyabilsek bunları :))
YanıtlaSilZehracım , çok teşekkürler :) Planlarımız dahilindedir hani.. :)
YanıtlaSil