8 Ekim 2009 Perşembe

Türküz,doğruyuz,mutsuzuz ...


Az önce mailime gelen bir bültenden ufak notlar var altta ...Prf.Arif Verimli ile Türk toplumundaki antidepresan ilaç kullanımı üzerine yapılan röportajdan bazı kısımlar...paylaşmak istedim...Çoğu arkadaşımla normal sıradan başlayan sohpetimizin sonuna doğru antidepresan kullandığını öğreniyorum ve çok üzülüyorum.Bu yönüyle konu ilgimi çekti...Sen,bunu okuyan arkadaşım, inşaAllah toplumumuzun antidepresan kullanmayan kısmındasındır...


Türkiye de dört yılda, yüzde 75 artan antidepresan kullanımı herkesi tedirgin etti. Şimdi artan antidepresan kullanımının sorumlusu aranıyor. Kimi reçetesiz ilaç satan eczaneleri suçlarken kimi faturayı krize kesiyor. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi eski Başhekimi Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli krizin depresyon potansiyelini uyandırdığını doğruluyor:


Türk toplumu mutsuz...

2 yaşındaki çocukta bile depresyon var. Kadınlar ise kayınvalide ve değer görme takıntısı yüzünden erkeklerden 3 kat daha fazla depresyona giriyor. Biz psikiyatristlerin hatası, hastaya terapi için vakit ayırmayıp hemen ilaç yazmak. Parası olmayanlar doktora gitmeyip reçetesiz ilaç alıyor, çünkü hastaneye gitse akşama kadar sıra bekleyecek.


Hangi psikolojik hastalıklar arttı?

Önce hastalıkla mutsuzluğu ayırmak lazım. İnsanlar mutsuzluklarını hastalıkla çok fazla karıştırıyor. "Hastayım" demek sorunun bir çözümü gibi görünüyor.


İnsanlar neden mutsuz?

En çok kadınlar mutsuz. Kadın özgür değil, büyük bir baskı altında. İkinci noktada ekonomik sebepler var. Kimse arzusunu yerine getirecek ekonomik güce sahip değil. Üçüncü sebep ise eğitimsizlik. Karşısına çıkan sorunları çözebilecek bilgi düzeyine sahip değil.


Mutsuzkukla Depresyon nasıl karıştırılıyor?

Bir vurmalı çalgı düşünün; tumba ya da darbuka... Ben çalmayan biriyim, vuruyorum, karmakarışık sesler çıkarıyorum ama birisi melodiyle çalıyor. İkisinde de ses çıkıyor, ama aynı değil ki! Bu bakımdan birbirine çok benziyor. Depresyonda, mutsuzken yaşananların en az dört- beş misli yaşanıyor ve en az 15 gün sürüyor.


Anadolu'daki depresyonlular tedaviyi kolay kabul ediyor...

Antidepresan kullanımı 2003 te 14 milyon kutuyken 2008 de 31 milyon kutuya çıktı. Niye bu kadar arttı? Depresyon vakalarında istatiksel değil belki ama sayısal olarak bir artış var; krizden sonra da olan depresyonların nüksetmesi arttı. Mutsuz insanların sayısı ciddi şekilde arttı. Hasta insanı topluma tekrar kazandırmak için gerekli işi bulmakta da toplum olarak zorlanıyoruz. Adam hasta, bu adamı bir işe sokarsak öz güveni yerine gelecek toparlayacak ama iş yok.


Antidepresan başlama kararını nasıl alıyorsunuz?

Bir sac ayağı düşünün. Üç ayağının da yere sağlam basması gerekir. Birinci ayakta kişi :"Ben iyiyim" diyecek, ikincisi onu yakın zamandır tanıyanlar "O iyidir bir sorunu yok" diyecek. Üçüncüsü de üzerine aldığı sosyal rolü eksiksiz yerine getirecek. Bu üçü bir arada bulunmuyorsa kişi hastadır, endikasyon, yani tedavi burada başlar.


En çok kimler geliyor?

Büyük kentlerde daha mı fazla depresyon? Türkiye de şuna iyi bakmak lazım: Biraz okumuş, yazmış hafifçe "Ben biliyorum" diyen insanlar biraz daha fazla tedaviye direniyor. Anadolu insanı çok çabuk hastalığı kabullenip tedavi oluyor. Düşünülenin tam aksi yani. Modern görünen insanlar psikiyatrik tedavi kabul etmiyor. Akıl yürütüyor. Psikolojik tedavi görmeyi zaaf olarak görüyor.


Kadınların değer görme beklentisi bir hastalıktır...

Evli kadınlarda en önemli sorun kayınvalisiyle yaşadıkları... Bu çok önemli, hatta birinci sırada. Kadınlarda depresyonun görülme oranı erkeklerden 3 kat daha fazla. Kendine değer verilmediği tarzında bir algılama sorunları var. Kadınların yaklaşık yüzde 80 i kendine değer verilmediğini düşünüyor. Bu çok önemli bir sorun ve çok önemli bir rakam. Bu düşünce kadınların bir hastalığıdır. "Bir başkası bana değer versin ya da vermesin bana ne" diyecek insan lazımken... "Bir başkasının değer verip vermediğine göre mi yaşayacağım ben? Bana ne bir başkasından"diyen yok. Evet, bu bir rahatsızlık.


2 yaşındaki çocuk bile depresyona giriyor...

2 yaşındaki çocukta bile depresyondan bahsedebilirsiniz. Çocuklar anneyle ve kardeşleriyle olan ilişkisinden dolayı depresyona girer. Bir de anne babaya güvenmeme, onlar tarafından terk edilme korkusunun giderilememesi yüzünden. Kaygılarının rahatlatılamamasından kaynaklanır... Depresyona giren çocuk hırçınlaşır. Geçimsiz ve vurucu, kırıcı olurlar.


Düşündürücü tespitler değil mi...Üreten ve varlığını anlamlandıran insanın mutsuz olması imkansız bana göre.Allah tüm bu şartların bir araya gelmesi için feraseti ve diğer koşulları çoğaltsın hayatlarımızda.Amin...Ancak, başlamak, her zaman bizim görevimizdir unutmamalı !

Sevgiler canlar...


Kaynak :www.gazetevatan.com

7 yorum:

  1. teşekkürler bilgiler için ayrıca gelen hediyende harika. sevgiler güzel bir gün diliyorum

    YanıtlaSil
  2. ilğinç gerçekten ama sanki birazda mutsuz olmayı deprasyona girmeyi bizler istiyormuş gibi geliyor bana sen istemezsen ne anti ne panti hiç bi deprasyon seni alamıyor çemberine

    YanıtlaSil
  3. valla diyorum neşeli ve güzel bakmak gerek hayata yoksa dünya çekilmez olur bebek

    YanıtlaSil
  4. canım paylaşım için teşekkürler ben kullanmayanlardanım hatta 2.5kile vermişim çokda mutluyum ha bu kilo vermesemde mutluyumya neyse başını şişirmeden ben kaçayım

    YanıtlaSil
  5. Örgüçantam,rica ederim canımcım,hediyemi beğenmene de sevindim,öpücükler...

    İçimdeki yolculuk,çok haklısın ben de aynı şeyi düşünüyorum,evet koşullar ve çevre çok zorlayıcı olabiliyor bazen ama insan cüzi iradesindeki gücü kullanıp mukavemet göstermeli,yine de tüm sıkıntıda olan kardeşlerime şifalar diliyorum,sevgiler canım...

    Direktörcüm,Rabbim her zaman aynı maksimum enerjide kalmayı nasip etsin,neşemizi bozmasın kısaca,öpücükler ...

    Ayliz verdiğin habere mutlu oldum Allah ta kullandırmasın canm,sevgiler şeker :)

    YanıtlaSil
  6. bende 2 hafta evveline kadar antidepresan kullanan onunla mutlu olacağımı zanneden bir kişiydim:)bıraktım evet zor oldu bunca zaman sonra..fakat anladım ki üzülmememi ağlamamamı sağlarken diğer tepkilerimi de donduruyormuş.bıraktım ve hayat geri geldi.evet yeri geldiğinde hüngür hüngür ağlıyorum ama kendimi donuk tepkisiz hissetmiyorum en azından:)
    kimseye önermiyorum eğer geçirilen ağır bir rahatsızlık yoksa tabii
    yazı için teşekkürler..
    sevgilerimle

    pınar

    www.hamaratdostlar.blogspot.com

    YanıtlaSil
  7. Pınarcım,antidepresan bırakmış olmana gerçekten çok sevindim,bu hapların tepkisizlik sorununu beraberinde getirdiğini duymuştum demek doğruymuş,hayat acılarla,şaşkınlıklarla ve mutluluklarla yaşanacak değil mi tatlım,sevgiler benden sana:)

    YanıtlaSil

Sen de yaz bişeyler...