27 Ağustos 2015 Perşembe

Magazinsel bir şeyler...


Bu akşam aklımın kıyısından köşesinden geçen bir kaç konu hakkında ahkam kesmek istedim ama klavyem son derece kaprisli çıktı ve bir şeyler üretemedi ne yazık ki. 

Ben de orta halli ev hatunlarının  bloglarına hayatlarında cereyan eden her kapı cıyırtısını yazmalarını taklit ederek kendi hayatımdan magazinsel bir şeyler yazmayı uygun gördüm. Yine de çok iştahlanmayalım, onlar kadar detaylı bilgi aktarımı yapabilir miyim emin değilim. Deneyeceğim... 
Aslında bu ifadelerle tiye almıyorum, tam tersine kıskanıyorum bu "gün teyzesi" kıvamındaki blogcuları. Kayda değer bir çevre ediniyorlar kısa sürede blog aleminde. Eşinin ütülemediği gömleği yüzünden yediği fırçayı, okul aile birliği toplantısında sınıf öğretmenine nasıl ayar verdiğini vesair konuları ballandıra ballandıra anlatınca vakarlı bir pozisyona level atlıyorlar kısa sürede. Sonra gelsin canımlı cicimli tavsiyeler, iyi dilekler, tüyolar, hatta hediyeli mediyeli kargolaşmalar... 
Sen halen iç dünyanı ve insanoğlunun felsefik hallerini kas dur Bilge. "Oturmaya mı geldik oynamayanın kaynanası ölsün ayol!" ayarındaki platformda çirkin ördek yavrusu gibi sinip kal köşende.
Aslında benim de yaşadıklarıma dair bir kaç şey yazdığım olmuştu zamanında bu bloğa.. Ama olmuyor be. Çok fazla eş dost akraba biliyor bu bloğu malesef. Hiç ilgilenmiyormuş gibi yapıp yakın markaja alan bazı akrabaların "Geçen gün bloğunda şunu okudum..." diye başlayan geyiklerine katlanamıyorum.Bundan mütevellid çiçekli böcekli kahveli hikayeli paylaşımlara yöneliyorum ben de. Belki de geçen sene aldığım teklif üzerine satmalıydım bu bloğu. Ama internette "Tazekahve" adres çubuğunu kendi ellerimle başkasına verme fikrine alışamadım bi türlü. Belki de başka isimle bir blog açmalı ve tüm yakın çevreye en bariyerlisinden bir duvar çekmeliyim. Bilemiyorum... Neyse bu paragraf haddinden fazla uzadı. 

Ama bu paragraf keyifli... Magazini sona gömdüm. 
Hani ıssız adadan kaçmak isteyen biri kendine bambu çubuklarından bir sal yapar ve okyanusa açılır ya ? Hani gündüz saatlerinde aydınlık havada keyifle ağır aksak devam eden yolculuğun gece kısmı hep daha heyecanlı maceralı kasırgalı fırtınalı olur ya ? Hani bu yüzden adam sürekli bambuları birbirine bağlayan sarmaşıkları kontrol eder durur ya ? Hani alabora olmaktan korkup küreklerini habire rüzgarla aynı yönde çekmeye çalışır ya ? Hani belki de susuz kalacağı için ufak konserve kutularında yağmur suyu biriktirir ya ? Hani etrafındaki dalganın altından irice bir balık geçerken "Köpek balığı mı o ?" diye şöyle bir yüreği ağzına gelir ya ? 
İşte bugünlerdeki ruh halimi öğrendiniz... 

Ee... Magazin derken ne bekliyordunuz ki benden ? 
Oturup gün ay yıl olarak kalem kalem planlarımı anlatmamı beklemiyordunuz herhalde ? 
Evet o kadar detaylı yazamam malumunuz.
İç sesimim telkinleriyle sonlandırmak gerekirse, ki bugünlerde sık sık yapıyorum :
Her şey güzel gidiyor...
Kurtuluyorum inşaalah.
Hayır o bir köpek balığı değil... 





4 yorum:

  1. Taze Kahve satılamazdı, kapanamazdı, başkasına verilemezdi..
    Tek sahibi sensin, hep yazman lazım, kaç senelik emek, ihmal edersen küser sana.
    Buraya açık açık yazamadığın her şeyi gel bana özel özel yaz.
    Ruh haline gelince de; "neler oluyor sana..." diye şarkı söyleyesim geldi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım o konuyu az önce hallettik :) O vakit yeni post gelebilir artıkın...

      Sil
  2. Kuzucumm blogda dolaşıyordum aslın da önceler de yazdığın bir postu arıyordum bulamadım hala:))
    bir gelenekselleşmiş adet üzerine çocukların gece kapı kapı gezip bir şeyler toplamasıyla ilgili haat ben onu yabancıların cadılar bayramı gibiymiş bizde de varmış filan gibisinden yorumlamıştım:) aramaya devam edeceğim de. bu post dikkatimi çekti hani ben Diyarbakır da torunum Duruya gittiğim günler de yazmışsın. Ben kime Tazekahvem derim sonra cık cıkkk olmaz öyle şey yapmadın değil mi vermedin kimselere.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ablacım yok vermedim henüz tazekahve Bilge'ye ait... :) O postu ben de merak ettim şimdi anımsayamadım çünkü nasıl bir gelenekmiş o. Çok unutkanım o sebep anımsamamış olmama da şaşırmadım ya neyse :)) Kendi yazdıklarını unutan hatun ben :) Bulursan bana da haber ver ablacık , bu arada minik kalbiniz Duru'nuz ömürlü olsun Rabbim mutlu bir hayat bahşetsin inşaallah :)

      Sil

Sen de yaz bişeyler...