Sıkıntılar yaşadık şu Ramazan'da hem de çok büyük sıkıntılar...
Gazze'nin üzüntüsü omuzlarımızdaydı ve dahi diğer illerdeki müslüman kardeşlerin...
Ramazan bitti, dönüp baktık içimize, bir bayram yapacak mecal bulamadık.
Ama yapmalıydık, hatta inadına bugün yapmalıydık...
Bayramların klişe olduğunu düşünenlere inat, gereksizliğine atıf edip duranlara inat, bayram neyimize türküsü söylerken öğretilmiş çaresizlik hastalığına düçar basiretsizliğe inat...
Tüm inananları gövdesinde birleştiren bu ortak paydaya sıkıca sarılmanın tam vaktiydi çünkü.
İçimizdeki ve dışımızdaki düşmanların gözlemlediği nakavtı kimseyi şahitlendirmemek için manevi değerlerimize daha sıkı sarılmalıydık çünkü.
Kalktık, tüm yapılması gerekenleri yaptık, yardımlarımızı kardeşlerimiz için seferber ettik, bayram namazlarına koştuk, dualar ettik ve bu sabah da sevdiklerimizle bayramlaştık.
Yaşadığımız müddetçe her durumda ve her şartta yapmaya devam edeceğimiz gibi...
Ve bana gelince ben de gül tatlısı yaptım bu bayram gül... Gerekçesi iliştirildi üzerine: Tüm zorluklara rağmen gülümsemek için inat edin birbirinize diye. Üzmek, kırmak, yok etmek için inatlaşma güdüsünün aksine...
Böylesi zor bir Ramazan...
Tüm müslüman alemi adına son olsun, şu koca dünya için arzuladığımız dengeler yerine otursun ve en nihayetinde bayramlar bize içimize sinerek kutlu olsun ...
"Doğarken ağladı insan, bu son olsun bu son..."