31 Aralık 2011 Cumartesi

Ben her sabah...

Ben, her sabah uyandığımda duvarımdaki kendi hazırladığım bu panoya bakmayı çok seviyorum ;

Aynı kostümleri giymiş anne kız kompozisyonunda kendi kızımla aynı tarz kıyafetleri giydiğimizi ve ikimizin de çok çok güzel olduğunu hayal ediyorum :)

İmansız yüreği bedenimde taşıyamam taşıyamam! diye kazıyorum beynime her sabah ...

Sol alttaki foto ile; insanları din, dil, ırk ,statü,eğitim v.s. ayraçlar olmadan sevmeyi kabullenmeyi salık veriyorum ruhuma.

Hayatımın dönüm noktalarını sembolize eden şeyler(solda,gazetedeki ilk köşe yazım) üzerinde bakışlarımı dolaştırıp gülümsüyorum...

'Sılayı Rahim' üzerine iliştirilmiş kuru çınar yaprağını; dostları unutup gitmeye/ dostlukları kurutmaya engel olması için vazifelendirmişim.O bilir görevini , her sabah hatırlatıyor itinayla ...

Sevenlerin,ilgilerin,alakaların nesnelleştiği satırların notların bana 'günaydın' demesine izin veriyorum her sabah.

Düne dair varsa bi kaç hata, bugün olmayacak inşaallah niyetini alıyorum omuzuma yataktan kalkarken.

Evet ben güne başlarken, gözlerimi açtığım ilk 5 dakika...Her sabah bu ritüel mutlaka...

Ve mutlu huzurlu yıllar dostlar :)
Ahkamlar kestim,estim yağdım bu haftaki köşe yazımda, sizlere de hatırlatmak boynumun borcudur;

Neden yaşıyoruz ?
Yıllar geçip giderken biz hayatı nasıl değerlendiriyoruz ?
Hayatın neresinde duruyoruz ?
Bol istişareli , hesaplaşmalı bir akşam olsun bu akşam...

Günlük ya da yıllık muhasebelerle daima kendimizi çek edeceğimiz kamil insanlar olma umuduyla...

2012 dünya ve ahiret mutluluğumuza kapı olur inşaallah :)

Sevgiler herkese :)

29 Aralık 2011 Perşembe

Akıl almaz işler !

Geçtiğimiz hafta ablamların evine varınca kapıdaki hoş beş selam kelamdan sonra salona geçiyorum bi de bakıyorum ortada 1500 parçalık puzzle şeysi.

Aaa evet evet bu olay tam bana göre !
deyip montumu fırlatıp atıyorum bir kenara yumuluyorum mikro parçaların üstüne :)

Lakin jet hızıyla koyulduğum bu işten aynı hızla buz gibi soğuyorum bir iki dakikada :)))
Etraftakiler alay edecek oluyorlar , "zeka geliştirici bir eylem değil ! " deyip çıkıyorum işin içinden :)))

Not : Bu posttaki tüm eller Ayşegül'e aittir benle ilgisi yok :))
"Sakın yapma! " demiştin ama üzgünüm hayatım , babana bile güvenme demişler :D

Bunlar ben ordayken yaptıkları; gemi resmi 1500 lük diğerleri 1000 lik ve 500 lük sanırım...
Tüm parçaların birleştirilmesinden sonra şekil A daki yapıştırıcı yardımıyla parçalar birbirine iyice sabitleniyor. Ve el emeğinizi çerçeveletip duvarınıza asabiliyorsunuz :)
Yukarıda Ayşegül'ün elinin yaptığı gibi yani :))) Seni seviyorumm teyzoşum çok çok !! :)))
Bunlar da sıradaki yapılacak olanlar :))

Benim karın ağrıtıcı bulduğum bu atraksiyonu sevgili yeğenlerim öyle çok severek icra ediyorlar ki sonunda bu işi kazanca dönüştürmeyi de planlıyorlar.
Sipariş üzerine puzzle yapıp satacak bu değişik insanlar. Bu kararı almakla birlikte 'gitti gidiyor' da hesap almaları da aynı 10 dk. ya tekabül ediyor hatta. Pazarlama ayakları da çok hızlı maşallah :))
Ee Tazekahve'de de yer vermek lazımdı tabi bu emeğe uğraşa hatta psişikliğe ! O minik bunalımlı parçacıklarla uğraşmak bana göre akıl almaz bir iş ama seveni var bakın işte :) Ya ablama ne demeli 40 lı küsur yaşlardaki hatun benimle ve etrafla bağlarını kopartıp çökmez mi o tablonun üstüne ? Aaa bu kadar mı çıktı dünyanın çivisi dedirten bir hazin andı o :))

İlgilenenler mail adresimden ulaşsın bana canlar ! deyip kesiyorum bu postu. İddiam da sabittir : çok geliştirici bi atraksiyon değil o bakımdan sarmadı beni :))Bağlantı

Bunu da dinlerseniz hani şimdi , eğlenceli bir postun kremasını şapmış oluruz hep birlikte...

Haykır,bi tepki bişey söyle, bu sessiz cerahat işkence ! gibi sözlere imza atan insan kişiler var bu hayatta ! Oh ne alaa ! :))

Seviliyorsunuz blogcanlar !

24 Aralık 2011 Cumartesi

Çetin Tekindor olucak başlık !


Bu akşam bu filmden çıktıktan sonra hisler tap taze, şiirsel satırlar kafanın içinde sandalla gezinmekte ve gözyaşları ha düştü ha düşecek...

Aniden bir ampul ! " Bilge hemen eve gidince blogcanlara anlat , taze taze anlat, ılık ılık anlat..." yazılı içinde :)

Heyhat ki evde bir trafik ...
bir ' çayı kim demliyor ! ' nidaları ,
bir ' eşyalarınızı odamdan alın çabuk ! ' çemkirişleri ,
bir ' dizi başlıyo dizi başlıyo ! ' feryat figanı...

Evet ablamlardayım bir kaç gündür ve alıştığım sakinlikten bi milyar ışık yılı uzağım şu ara :))
Canım ablacığın gıdısından öpüşler, yeğenlerimle şakalaşmalar olmasa şu trafiğe nasıl katlanırdım Allahım :)))

Yalnız sonuç ortada :

Çetin Tekindor ' a olan aşkımı anlatamayacağım hakkıyla,

ve Çağan Irmak la oturup çay içme isteğimi...

Ama bu filmi izleyin dostlar, mübadele yıllarının içine girip Gülcemal(mübadele insanlarını taşıyan geminin adı) ile denizler aşın...

Filmin dedesi, kefen kesip paketlediği yaşlı teyzenin ardından dona kalmış hüzünle bakarken ufkunuzdaki bilinmez akıbete dalın gidin...


Evet izleyin,

sevgiler herkese :)

Not : Başlık tabiki de bu olmalı ama bu gece :)

20 Aralık 2011 Salı

Gönder gönder ! :)

- Sen fındık sever misin Bilge ?

-Evet...

-Peki ya İskender Pala ?

-Hmm evet...Ya ne alakası var fındıkla İskender Pala nın... :)

-Bak İskender Pala dan kitap imzalattım bugün senin için, bi de bizim oralardan fındık gönderiyorum.

-İmzalattın mı ? Evet evet hemen adresimi veriyorum ! gönder gönder !! :))

Size sözlük olayımı anlatmıştım değil mi ? Denizsözlük amblemi görürsünüz ya hani bloğun sağ tarafında ...Yaklaşık 2 ay önce başladığım bu sözlük yazarlığında çok hoş arkadaşlıklar edindim.Hepsi birbirinden değerli arkadaşlar sağolsunlar :)
Daha önce size burda Emine ile olan sözlük bağımızı ve göderdiği hediyeleri de anlatmıştım hatırlarsanız ;)

Bana Giresun un fındık bahçelerinden topladığı fındıkları gönderen arkim de sözlüğün Coyotesi olur efendim...Şu hızlı Road Runner misali hızlı bir yazardır da kendisi :) Gerek yok canım neme lazım filan diye söylendiysem de adıma kitap imzalattığını duyunca çok dayanamadım tabiki bu jeste :) Bana sormadan imzalatmış bile zaten..Hızlı işte :))


Bugün itibariyle elimdeydi kargolar , fındık poşetini bile açmadan kitaba atladım tabiki ve okumaya başladım hemen :) Ama fındıkların elimden kurtulduğu anlamına gelir mi bu ? Tabiki de hayır ! :))

İskender Pala, 'canu gönülden' diye yazan ellerin hep aşk dolu satırlar yazsın çizsin bizlere emi ?


Birine kitap göndereceğiniz zaman üzerine notlar alın, bazı bölümlerin altını çizittirin..yaşanmışlık ekleyin hediyenize :)

İskender Pala ve bizim sözlükcan ikisi bir arada tek kitapta işte :))) Kampanya misaali :D
Ve Ala derginin Aralık sayısı da bugün elime gelen diğer kargomdu...İçerikle ilgili hep bilgi veririm diyorum da kalıyor değil mi ? :)Ama bi ara karmalarden seçmece bişeyler yapıcam sorun yok ! :)Bu sayıdaki Bülent Arınç röportajı merakla okuyacağım bir bölüm olacak yalnız o kesin :))
Bunlar da Ala cığımın ala hediyeleri olur kendileri :) 2012 ajandası hem de 2 adet , pembe olmasına ne diyeyim şimdi ben ? Harika !! :))

Derginin bu ay ki internet sayfasında çıkan yazıma göz atmak için şu linke tık yapınız aklıma gelmişken :)

Ve dee postun kahramanı Coyote zatı muhteremin blog linklerini veriyorum , es geçmeyiniz uğrayıp ekleyiniz zira boşa konuşmaz bizim Coyotemiz ;))

deruni kavganın aktörleri ve filler altında ezilen çimenler

günü gününe uymayan adamın bir günü

bu yol nereye gidiyor?

Aaa boş konuşmaz dedim ama teşekkür ettim mi ? Thanks hızlı yazarımız ! Yüreğine sağlık diyeyim :))

Oh be ! bu postu da sonlandırdım nihayetinde..Bol linkli öteli bereli bi post oldu kendisi ya, bi şarkı patlatmak ta hoş olabilir diyorum ben 'the end' kısmına :)))

Ya böle hediye falan almışım Haidi hallerim tavan yapmış ya neşeli bi şarkı seçiyorum sizler için pikaçular :D

Şunu dinleyin ve lala lala laa kısmında eşlik edin kendisine ! Çünkü şu an ben öyle yapıyorum ;)

See you ballar şekerler ! ahh sizi gidi sevgili blogcanlarr !! :)))

17 Aralık 2011 Cumartesi

Dün,kaos ve slaytlar...

Dün ...
Kaos vardı gündemimde aslında ...
Ama bi yerlerde bazı gençler özel bir program hazırlamış; içimdeki kaosun çözümlenmesi için büyük büyük slaytlar yapmışlardı...Tabi onlar bunu sözünü ettiğim nedenle yaptıklarını bilemedi hiç :)


Onlar, canla başla bişeylerin inşasına uğraşırken ve bana da ibret almak düşmüşken, bi kare alıverdim orda ...

Program salonundaki patlatılan balonların içinden çıkan dua notlarından biri yukarıdaki... :) Tüm balonların içine buna benzer dua notları koymuşlar :)

Bu şekerleri de uhuvvet atmosferinde neşeyle kendi elleriyle hazırladılar kesin o kadar eminim ki :)
Hem de öyle bir nimet ki, başka doyum tanınmaz onun üzerine...Tadanlar iyi bilir ...
Çıkışta açılan teşekkür defterine yazdığımız bir kaç kifayetsiz şey ... yeter mi hiç harcanan emeğin kıymetini anlatmaya ?


Ve günün aklımda bıraktığı gençlerle ilgili olan sözü ...o bir hadis...peygamber sözü :

"Gençlik, bir çeşit deliliktir."

Görüşmek üzere dostlar :)

Kaos mu ? Evet çözümlendi elhamdülillah... :)

13 Aralık 2011 Salı

Sünger bob ne alaka ?


Hakkımdaki 7 gerçek :

1)İçimde 1 adet en azılısından velet 1 tane de olgun ve tutarlı bir hanım insan olmak üzere 2 kişi var...Neyse ki daha fazla kalabalık değiliz :))

2)Kahvaltıda kahvaltılıklar dışında herşeyi yemeyi seviyorum...Kızartma filan tercih sebebi hatta :))

3)Anne olan arkadaşım okuma hevesime gıpta edişini ballandıra ballandıra anlatırken ben de ballandıra ballandıra O'nun anne oluşuna gıpta ediyorum...Öyle...

4)30 lu küsur yaşlardayım ama hala uzay gemisi yada çizgi film kahramanları gibi öğeler içeren rüyalar görüyorum...Alice 'in harikalar diyarına giden var mı rüyasında ? :))

5)Hayatımın geri kalanında yapmak istediğim tek şey Allahın rızasına uygun bir ömür sürmek,yaşamak istediğim zirve de son nefeste şehit olmak...Amin...


6) Üslubu sert olan, hele hele bununla da öğünen insanları sevemiyorum...Peygamberimizin asil tavrı sertlikten uzaktı zira...

7)Mizaç olarak ne kadar yumuşak olsam da dinlediğim müzik pek vurdulu kırdılı :) Bu yönüm herkesi şaşırtıp duruyor,var bi arıza işte :)) Example !Bağlantı

Durup duruken döküp saçmadım bu gerçekleri dostlar :)Blogcanlar Sahafkedisi ve İnce Belli Bardak mimleyince , bana da cevaplamak düşünce... :)

Habire mim pas alıyorum ama kimseye pas etmiyorum.Aslında evrensel blogcan bildirgesi klişesince 'tüm dostlara gitsin bu mim, herkes cevaplayabilir' diyorum dostlar :))
Hayatın böyle de gerçekleri var işte ;) Neyse gittimm ben :))

Ne alaka olur mu ? Görsel in açıklaması aşikar tabi : Bir mim zamazingosunu daha avlamış olmanın sevindirikliğinin altını çizittirir sünger bob :)))

Sevgiler hepinize blog kurabiyeleri !! :)))

9 Aralık 2011 Cuma

Aylardan Kasım :)

Ne güzel bir gündü o gün :)

Güneşli ama hafif rüzgarlı... Yaprak hışırtılarının fonunda sessizlik ve biraz hüzün...Tabi söz konusu sonbaharsa herşey olması gerektiği gibiydi evet...
Kızlarla yaptığımız en son piknikten görüntüler bunlar efendim...Tabiki yeme içme fotoları büyüsünü bozamazdı bu postun ve gündem dışı kaldılar :)

Aydın'ın akciğerinden bir kesit...Aylardan Kasım :)









Buralardayım canlar :) Şu ağacın gövdesine yaslanmış çınar yaprağının keyfi ve umursamazlığı peşindeyim ...

Aylardan Kasım , ve gerçekten herşey çok başka :)

Sevgiler dostlar... :)

5 Aralık 2011 Pazartesi

Renkli ve de A harfli mim şeysi :))

Mim atraksiyonu zamanıdır dostlar !
Hem de tam zamanı , uzun yollardan gelmişim , yorgunmuşum filan değil mi :))) Mim şapalım şimdilik evet :))

Sevgili blogcanlar sahaf kedisi ve benim dünyam renk mimi pas etmiş geçenlerde...
Vee sevgili Fd , benim entellektüel blogcanım :))) sözlük mimi icadını göndermiş sağolsun :)

Sözlük miminde bülbül gibi şakıyacağıma eminim de :P bu renk miminde zorlanacak gibiyim sankim :)))

Önce renk şeysini yapalım bakalım :

Beyaz: Temizlik, saflık ve güven hissi verir. Hüzünlendirir.
Siyah: Konsantrasyonu ve özgüveni artırır. Çoğu ülkede matemi temsil eder.
Mavi: Özgürlük hissi verir ve sakinleştirir.
Yeşil: Dinlendirir ve huzur verir.
Kırmızı: Tansiyonu ve kan akışını hızlandırır. İştah açar.
Sarı: İnsana heyecan ve canlılık verir. Dikkat çekicidir.
Mor: Bilinçaltını olumsuz etkiletebilir. Hüznü ve ihtişamı simgeler.
Pembe: Neşe, güven ve rahatlık verir.
Turuncu: İştah açar, yorgunluğu giderir.
Lacivert: Düşünce gücünü arttır, ciddiyet verir.
Kahverengi: Kahverengi toprağın rengidir, insanların hareketlerini hızlandırır.
Gri: Uzlaştırıcıdır. Yoğun kullanılırsa bunaltıcı olabilir.

Beyaz : Derkenar , Sessizce







Pembe : tabiki seyhan :)

Turuncu : Sessiz Teyyare

Lacivert : Deli anne ve Fd efendi :)



Ve bu renk şeysine kısa bi not : Herkes kendi rengini kendi bilir esasen değil mi ama canlar :)) , bizimki sadece blogger latifeleşmesi işte ;))

Ve sıra Fatih in mimine gelince ben öylece kala kalıyorum...Neden mi ? Çünkü evde bir türkçe sözlüğüm yok varsa da depodaki okul kitaplarım arasında biraz bunalımda olmalı kendisi :))) ve geceyarısı nerden temin edeceğimi de bilemiyorum açıkçası :)) Nerden gelir aklına bunlar kült kişilikli muhterem :))) Kurallara baksanıza :

1- Bir Türkçe sözlük ediniyoruz önce : )
2- Sonra sözlükten istediğimiz bir harfe geliyoruz.
3- O harfin ilk kelimesinden itibaren kelimelere bakıyoruz.
4- Hakkında konuşmak istediğimiz kelimeleri not ediyoruz. En az 5 kelime.
5- Sonra seçtiğimiz bu kelimeler hakkında yazıyoruz.
6- Sonra izleyicileri de oyunun içine katıyoruz. Nasıl mı ?
7- En sonda hangi harfle başladığı önemli değil; bir kelime ortaya atıyoruz ve izleyicilerin bu kelime ile ilgili yazıp, yazdıktan sonra da kendinden sonra gelecek yorumcuların devam edecekleri kelimeyi büyük harflerle belirtmelerini istiyoruz. Kelime dışında büyük harf kullanılmasa daha güzel olur.
8- Son olarak da 5 kişiyi mimliyoruz.
9- Kullandığınız harfi başlıkta yazmanızı öneririm. Çünkü ilerde başka bir harf ile yeniden bu mimi yanıtlamanız mümkün.

Yukarıdaki mazeretimden ötürü senin sözcüklerin üzerine konup kendi çağrışımlarımı yazıyorum blogcanım affet :)))

Abaküs : İlkokul yıllarında karşılaştım tabiki ben de herkes gibi. Özel geliştirilmiş bir nasa uzay aracı gibi gelse de ilk etapta sonra şöle bi bakıp ' ne bu yaa...işim gücüm yok bunda mı öğrenicem ben saymayı,parmak vermiş Allah be bu zımbırtıya mı kaldım peh ' cinsinden bir düşünce hasıl olmuştu minik kafacığımda.vedalaştık tabi o an :))

Amigo : Ne gelir ki insanın aklına...İşte... amerikan basketbol filmlerinde bacaklarından tekini vücuduna parael yukarı doğru uzatıp hoplayıp zıplayan kıvır kıvır saçlı genç kızlar filan...etek minidir hani malum, bol bol iç çamaşır görürüz haliyle ...töbeee :P :)))

Anason: Tabiki herkesin aklına gelen şey geliyo ... yani böö... :D

Atlet : Ya evet bi anım var bununla ilgili ...Outlet giyim mağzalarından bahseden iki arkinin yanında gaflete düşüp bi espri yapmaya kalkmıştım geçenlerde. Outlet kelimesini bildiğin atlet miş olarak algılamış gibi yaptım.Ay sen misin onu yapan , arkilerden biri beni resmen diline doladı cahili cühela ilan etti rezil rüsva etti ki o kadar olur :P:))) Ne desem inandıramadım gerçek anlamını bildiğime. Sonra açıkladı beni işlettiğini . Ya o gün ben de sormuştum kendime : ' saf mısın sen Bilge ? ' :)))

Ve de ilk yorum için verdiğim kelime " kahve " tabiki de :)) Fatih, hadi bunu sen yorumla bakalım ! :))

Evet kelimeler bu kadar. Mimlenecek 5 kişiyi de yazarsam bu mim zamazingosunu atlatıcam gibi he :)))


Vaaaa !! Bittiiii !!!

Bu linkin altından Ala dergisindeki biyografime ulaşabilirsiniz canlar :)

Veee farkettiğiniz üzere geri döndüm benn !!


Sevgiler herkese ! :))