2 Ekim 2011 Pazar

Allahın evi...


Merhaba canlar ballar kanlarr :))

Bu hafta 1-7 Ekim arası camiler haftası malumunuz...Bu haftaki yayına yetiştiremediğim için haftaya gazete için yazdığım yazının özü cami ziyareti olsun istedim.Ve bir yazı hazırladım.Gelecek hafta yayınlanacağı için kutlama olayına geçmiş zaman süsü verdim çaktırmayın ;))

Ve önümüzdeki haftaki köşe yazım işte şudur (gazete okuyucularından önce okuyacaksınız yani, ballımısınız nesiniz :)) :

Merhaba sevgili okuyucu,

Geçtiğimiz hafta 1-7 Ekim tarihleri arasında camiler haftası kutlandı. Bu güzel etkinlik camilerimizin kapılarında duvarlarında özgün resimlerle birlikte halkımızın nazarına sunuldu.Özellikle sevimli ve mutlu bir çocuk fotosu yanına " yaşasın camiye gidiyorum ! " cümlesi iliştirilmiş olan afiş çok hoştu.İlgisini cezbeden abilerimiz amcalarımız vardır mutlaka. Diyanet işleri yaptığı basın açıklamasında,bu sene yapılacak kutlamalarda 'cami ve çocuk' , 'cami görevlileri çalıştayı' ve ' din hizmetlilerinde gönüllülük' konulu paneller düzenleyerek kutlama yapılacağını açıklamıştı.

Bunların içinden 'cami ve çocuk' özellikle dikkatimi çeken başlık oldu.İşitmek bile ne hoş :) Biri saf ve temiz günahsız ,diğeri de aynı saflıkta saygımıza muhatap kutsal mekanımız.Aralarındaki ilişkinin ele alınması , isimlerinin yan yana anılması içimi ısıttı o an...Tabiki, geleceğimizin garantisi miniklerimize inancımızın en ön plana çıkan simgesel objesi caminin sevdirilmesi etrafında dönen bir madde olarak ele alınmış olmalı bu başlık.Herşeyden önce Diyaneti bu güzel aktivitelerinden ötürü kutluyoruz.Bu gibi alışılmışın dışında dişe dokunur işlerinin artmasını temenni ediyoruz.

Bu çalışmalar etrafımızda cereyan ederken kendi çocukluğum aklıma geldi .Camiyle ilk tanışmam...Sanırım 7-8 yaş aralığımdı.Yaz Kuran kursuna devam ederken sınıfça bir cami ziyareti yapılırken girebilmiştim ilk kez.Kız çocukları için cami ziyareti çok alışılmış olmadığından o yaşlara kalmıştı caminin iç mekanıyla tanışmak...Kasabamın kısıtlı imkanlarıyla inşa edilen mahalle camimizden bahsediyorum.Dizime kadar çıkan bembeyaz çoraplarımla temiz kokan halısına attığım ilk adım...Ve o her tarafı verneklenmiş ahşaplarının çocuk gözüme akseden ihtişamı...edep fısıltısına ilk şahit oluşu kulaklarımın.(camilerde bu fısıltı hep hüküm sürer inceden, hepimiz duyarız ) O anlar unutulmazdı...

Allahın eviydi burası.. ilk adımdan sonra "heyy irkil ve kendine gel" diye seslenmişti çocuk kalbime bi ses... hani şu ellerini açıp kırmızı bağcıklı ayakkabıyı (o günlerdeki çocuk gönlümün sevdası),annenin, babanın, kardeşlerinin sağlıklı ve neşeli olmasını kendisinden isteyip durduğun Allah...çook önemli biri... parmağıyla dokunduğunda binaları yıkabilen varlık (çocuklar arası güç ölçülerinden biridir :)) Tüm bunların sağlayacısı Allahın evi, burası işte diye düşündüm.Allah buralarda bi yerlerde ve beni izliyor mutlaka diye geçirdim içimden.Bir anda tonlarca ağırlık üstüme çökmüştü hiç unutmam.Falsolu bişey yapabilirdim,elimi kolumu rastgele bi yere koyabilirdim,yanlış bişey söyleyebilirdim,ya aklımdan bi yaramazlık geçerse ? hiç olacak iş miydi Allahın evinde...Müthiş gerildiğimi hatırlıyorum...

Tam o noktaya şimdi durup yeniden baktığımda bu konuda ilk rehberliğin ne kadar kıymetli olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.Zira insanın inancına,dinine,kutsal sayılan camisine dair tüm zannı bu ilk ziyaretle oluşuyor.Neyse ki Kuran kursu öğretmenimiz sevgili ablamız tüm içtenliği ve samimiyetiyle anlattı bize Allahın evini,sonra Onun heryerde oluşunu ,bizi her daim izlediğini...Her hareketimizde doğruyu güzeli tercihimiz vesilesiyle sevinmek isteyişini...Dışarda da camideki gibi edebi ve birbirimize saygıyı korumamızın kendisini çok sevindireceğini...Tüm bu açıklamarla birlikte tabiki benim ve arkadaşlarımın kalplerinde birer huzur hasıl oldu."Allah heryerdedir " sözüyle de minik zihinlerimizde labirentler açılması kaçınılmazdı tabi... Onun evi diye anılması, sürekli içinde ikamet ettiği bir ev anlayışından ziyade Onu anmak ve ibadet etmek için toplanılan mekan bilincine işaret ediyordu...Çocuk akıllarımızla bunu idrak edişimiz önemliydi.Sadece cami duvarları ile sınırlı bir din anlayışının resetlenmesi bu idrakin temelinin atılmasıyla mümkün olabilirdi.O gün bu temel o güzel ziyaretle bize verilmişti...Ayrıca o güzel mekanın sahibine her an yakın oluşumuz,yaptığımız iyi işlerle Onun gözüne girme şansımızın olması öğrendiğimiz diğer güzel şeylerdendi.Demek ki sadece evinde değil her an bizimle ilgiliydi çok güçlü olan Allahımız...ne güzel bişeydi bu :) O gün rahatlamış bir şekilde ayrıldım camiden.Kapıdan dışarı çıkarken mihraba doğru bakıp "Allahım hoşçakal demeyeceğim sana biliyorum ki hep benimlesin çünkü" diye iç geçirdim...İçeri girdiğimde ilk adımlarla birlikte üstüme çöken sıkıntıdan eser yoktu o an...Belki de hep çocuk zannımda devasa ölçülerde büyütüp kendimden uzak bulduğum Allah la ilk defa o kadar yakınlaşmış hissetmiştim.Anlatılanlarla da rahatlayıp Onun yakınında olmak hoşuma gitmişti...Onu daha çok sevmiştim...Elhamdülillah...

Peki tam aksi örneklerden bahsedelim mi şimdi ? " camide konuşursan Allah seni taş eder ! " gibi zalimane ebeveyn söylemlerinden... "camide Allah baba var o yüzden sessiz ol" diye sözüm ona yapılan aklıselim(!) tembihlerden...öğreticileri tarafından abdestsiz geldi , yanlış sure okudu v.b. nedenlerden ötürü cami içinde diğer arkadaşları yanında haşlanıp rencide edilen minik kalplerden... bahsedelim mi ? yok...bahsetmeyelim ...Toplumumuz bu gibi konularda önemli aşamalar atlattı,bu yanlışları geride bıraktı diye düşünmek istiyorum...Hala devam eden varsa , evladının bugünkü minik saf kalbini bu gibi kutsallardan soğutarak ve uzaklaştırarak yarınlarda tüm manevi değerlerden yoksun taşlaşmış kalbe aday hale getireceğini unutmasın lütfen...

Çocuğunun okul ihtiyaçları ,ders durumu,arkadaş çevresine adaptasyonu gibi bir sürü konuyla canla başla ilgilenen vefalı anne ; İkinizin de boş olduğu bir vakitte minik kızının elinden tutup Allahın evine götür Onu.Tertemiz ve pak giyindir ki secde edilen halılara edeple temas etsin...Hayata gelmesini isteyen , ileriki yaşlarında değişik imtihanlarıyla sınanacak olduğu Rabbiyle yakınlaşsın...Kendini ve yaratılış gayesini idrak edip özel olduğunu kavrasın...Yada evladının nafakasını kazanmak için gecesini gündüzüne katmış çalışıp didinen sevgili baba ; bayram ziyaretlerinin dışına taşır evladınla yaptığın cami ziyaretlerini.Tehlikelerle dolu bu hayatta en az senin kadar güçlü ve azimli olabilmesi için maneviyatının beslenmesi gerek o taze dimağın...

Bu şarz oluşu camiler kadar sağlayabilen başka mekanlar varmıdır ki ? Sizin için de evlatlarınız için de hoş paylaşımlara vesile olur bu ziyaretler emin olun.Ve hepsinden önemlisi çocukların bir sonraki ziyarete "yaşasın camiye gidiyorum ! " nidasıyla çıkmalarına vesile olacak rehberlikler edin camilerde.Bu konuda Allahın en sevgilisi , şefaatini umduğumuz önderimiz bakın ne demiş ;

" “Bir kimse evine gelene nasıl ikramda bulunursa, Allah’ta evine (camiye) gelene özel ikramda bulunur. " (Sahih-i Buhari Cilt 2, sayfa 625)

O halde haydi Allahın evine ziyarete...Tabiki doğru tanıtımlara vesile ziyaretlere...

Haftaya görüşmek üzere, sevgiler dostlar :)

Herkesi sevgiyle kucaklayıp sarıp sarmalıyorum blogcanlarım !! :))

Geceleri daha kalın battaniyeleri örtünüz,soğuk su içmeyiniz ,koşup terlemeyiniz ! Doğru düzgün yaşayıp gidiniz canımı sıkmayınızz :))))

Bir dahaki postta görüşmek üzere, bu arada çoook özleniyorsunuz tarafımdan , sevgiler dostlar !

Not : Görsel, bu yaz ki Ankara gezimde HacıBayram Camii ziyareti esnasında çektiğim foto :)

7 yorum:

  1. Enfes bi yazı olmuş ve söylenmesi gereken en güzel doğruları söylemiş. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. wayyy wayy way:))
    bitirdi benii bu güzel yazın akşam akşam:)
    muhhteşemmm bir yazı olmuş gülümm buu:)
    ellerine o güzel yüreğine sağlıkk:)
    başarılarının dewamını dilerim.
    hadi habalımm başarı başarıver çabukk çabukkk.
    canımı sıkma beniimm:))
    gönül dolusu kekik kokulu sevgilerimle canım kardeşim ....

    YanıtlaSil
  3. yüreğine kalemine sağlık canım benim.
    çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Kardeşiim, helal sana ne güzel şeyler söylemişsin ve bilgilendirmişsin insanları, kalemine yüreğine sağlık.
    Öperim :)

    YanıtlaSil
  5. süper olmuş ancak bu kadar güzel anlatılırdı. herkesin bu bilgiden faydalanması dileğiyle. her yazın diğerinden bilgili olsun :))

    YanıtlaSil
  6. kankim sen ne hoş bir insansın,yüreği güzel,fikri güzel,muhabbeti güzel...gezeller gezeli...sevgilerimle

    YanıtlaSil
  7. Ersin,

    teşekkürler,beğenmene sevindim...

    birtutamkekik,

    canımcım ya güzel yorumların bana cesaret veriyor inan :) üslubu da kapmışız hemen : "canımı sıkma benim" derken :)) Allah utandırmasın inş. sevgi ve öpücükler kucak dolusu benden sana kardeşim :)) iyi ki varsın :))

    Örgüçantam,

    canım ablam beğenmene sevindim,öpüyorum çok :)

    derkenar,

    canım kardeşim Allah razı olsun..ahh bi de senin kadar okuyabilsem ...dua et bana canımcım öpüyorum güzel yüreğinden :)

    minikkaşif,

    çok teşekkür ederim :) sen keşfettiysen tamamdır kaşifçim benim :) amin diyorum güzel temennine :)

    tatesal,

    kankim inan ki bugün aklımdan geçtin.evden çıkıyordum acele şöle bi bloğuma baktım yanda seni görünce kankimle görüşemedik ne zamandır akşama dönünce bloğuna uğrayayım dedim :)) inan ki :))) bak ondan önce sen gelip beni ziyaret etmişsin ya :) öpüyorum güzel sözlerin için , sevgiler canımcım :)))

    YanıtlaSil

Sen de yaz bişeyler...