İlkbahar hep aniden girer hayatıma..

Evet öyle, ne olduğunu anlamadan çıkar gelir bahar her sene :)
Aslında geleceğine dair haberleri çokça gönderir; geline dönen çıplak vücutlu ağaçların çalımları,şifa olduğunu öğrendiğimiz ılık Nisan yağmurları,içimizi saran o dağlara bayırlara koşma hevesi v.s. v.s. Ama ben hep hazırlıksız yakalanırım bu misafire ki ilk bir iki haftası kışlıklarımla takılırım öylesine...Ne zaman ki üzerimdeki kışlık kazaklarım dile gelip söylenme aşamasına geldi,bi tuhaflık olduğunu sezer baharlıkları çıkartırım piyasaya :)
Bu bahar öyle olmayacak şekerler...
Geçenlerde Dilekçimle Nazilli çıkartmasını yazmıştım burda hatırlarsanız.O gün 2.5 tl ye almıştım alttaki gri tuniği.Evet sadece 2.5 tl.Ve penyesi de bu komik fiyatı hiç açık vermiyor emin olun.Baharda üzerime geçiriveririm günlük diye düşünmüştüm.Eve gelince ben ona baktım o bana baktı ve şöyle dedi : "Böyle ölü gözü gibi mi kalıcam ben ? Tak takıştır üzerime bişeyler be Bilgecik !"Dersim var falan desem de sonunda kıramadım onu biraz kırmızılamaya karar verdim .Böylece o biraz kanlanıp canlandı ben de Türkçe ye "kırmızılama" deyimini ekleyiverdim :)
Biraz kırmızı yün,bi kaç kırmızılı düğme,sarma işi iğne hareketleriyle yaptığım işlemeler onu neşeli bi bahar elemanı yaptı :) Dolabımda ilk sırada,ağaçlar geline dönünce kırmızılanıcam ben de :)
Aysel Gürel moduna girdiğim günlerde (bazı günler olur :)) bi kaç çatal iğne v.s. de ekleyebilirim şekerler,hanım hanımcık moda geçince de çıkartırım,bu haliyle kalır :)

Kenarlar bu şekildeydi,ben yün şerit örüp biye yaptım ...

Böyle oldu ...

Kollara da bi kaç hareket lazımdı...

Ve sonuçç :))

Hazırımm gelebilirsin baharcımm !!

Siz de öpüldünüz şekerler !