29 Aralık 2016 Perşembe

Güzel milatlar olsun...


Bir şarkı biter...
Artık sessizlik hakim ve bunu hiç bir şey değiştiremez sanırsın. Sanırsın ki dünyadaki tüm sesler tüm tınılar kara bir delikten çıkıp gittiler. Sessizlik çıktı geldi o delikten ve artık krallık onun...

Ama sonra bir gün aniden yeni bir şarkı başlar. Nerde gizlenebilmişti bu şarkı ? Onu nasıl yakalayıp bulup def etmediler bu hain dünyadan ? Olmuş işte... Kalmış burda...Şükür ki kalmış... 

Sonra her şeyi akışına bırakıp dinlemeye başlarsın.Şarkı özgürce nida eder.  Sanki tüm sesleri tüm tınıları tüm ahengiyle bünyesinde tutmuş gidenlere inat. Müziğin özüne sadakatle sinesine gömüp korumuş tüm ritmi.

Dinlersin, dinlersin... Yüzüne yayılan bir gülümseme sonra...

İşte benim için 2016 nın özeti.

Her gün milattır "anı yaşayan" bir sufiye aslında. Anı yaşamakla mükelleftir çünkü gerçek bir sufi. İbnül vakit denir ona. Vaktin oğludur o... Yaradanı,onun  geçmiş ve gelecek ihtirasıyla kimliğini ve neden yaratıldığını unutmasını istemez çünkü bilir... 

Doğarken bir sufi hamuru katılmış içime sanki. Dün ve yarın ara sıra kafama takılan ama kendimi adamadığım şeyler oldu hep. "Şu an" var benim için daima. Şu an... Sonuna kadar varlığına inandığım ve saygı gösterdiğim "şu an"... Gerisi toplum, gerisi diğer insanlar, gerisi diğer görüşler,diğer, diğer... 

2017 nin ve hatta ömrün her günü saflık, zerafet ve huzurla geçsin diliyorum hepimiz için... Nahoş şeylerden dem vurmayacağım onları biliyoruz ve içimizden arınmaları için tüm ülke olarak dua ediyoruz. Millet olarak hatta dünya halkı olarak kim olduğumuzu ve neden yaratıldığımızı hep hatırda tutalım, şu anları taçlandırarak hep diri kalalım dilerim sadece.  

Hepimize güzel milatlar olsun ve de hamdlerimiz hakiki hamd olsun dostlar...



13 Aralık 2016 Salı

Pervaneha


Ohoo ben buralarda yokken ne filmler izledim ne filmler... İran sineması, Hint sineması biraz da Fransız... Her türlüsünü mozaik eder önünüze koyarım. Tabi yavaş yavaş... 

Bu akşam ki İran sinemasından iki örnek olacak ancak doğru dürüst posterlerini bulamadım nette. Siz yine de bu imaj felam şeysilerine fazla takılmayın da önerdiğim filmlerin peşine takılın. 



İlkinin adı : " Yağmur köşelerinden"  Şu fotodaki tatlı teyzemin azimli yolculuğuna dair ilginç hikayesi sizi de içine çekecek emin olabilirsiniz. Bu filmi iki kez izledim. Ve diğerine geçersek...

Orjinal adı "Pervaneha" olan bu filmin konusu da öğrenci olan bir genç kızın uzaktan akrabalarının evindeki zorunlu misafirliğini konu alıyor. Yine İran sinemasından bir örnek.
İkisini de severek izlemiştim, tavsiye ederim canlar.

Bakın ifadelerim ne kadar sadeleşti son zamanlarda farkındasınızdır. İliklerime kadar minimalizm işlemekte sanırsam. Zaten sadeleşme yoluna giden insan en başta fazla kelimeleri atmalı hayatından bana göre. Neyse sinema merkezinden felsefeye sapmadan bitireyim en iyisi.

Sonuç olarak bu kaydın iki ana mesajı var ki hemen listelersek eğer : Bu filmleri izleyin ve sadeleşin sadeleşebildiğiniz kadar dostlar.

İran dediysek İranlı şarkıcımızdan parçamızı da buraya koyar da gideriz tabi. Bu gece şunu dinlemeden uyuyayım demeyin sakın. 

İyi geceler olsun herkeslere...