27 Mart 2010 Cumartesi

Nazilli notları...

Dün Nazilli ye gitmek üzere öğle saatlerinde yola çıktım dostlar.Vakit öğleye yakın olduğundan Güneş yol arkadaşım oldu.Bölgemizin akarsuyu Menderes'in tam üzerinden geçerken "duralım mı ? "diye sordum yol arkadaşıma.Onay verdi, arabayı kenara çektim.
Telaşlı bi hali vardı Menderes'in,ılık rüzgarların da yardımıyla hızlıca akıp gidiyordu yoluna.Bizimle pek muhatap olmadı sanki.Ama orda ciğerlerime çektiğim temiz hava ve hissettiğim yaşama sevinci inanılmazdı...

"Bi gülücük at bakalım Menderes'e,ikinizi fotolayayım aynı karede" dedim yol arkadaşıma.Gülümsedi sarı,büyük,parlak şey.... :))
El salladık coşkun akıp giden havalı Menderes'e..."Acelem var ! Sonra görüşürüz !"diye bağırdı."Tamam tamam yoluna devam et sen !" diye seslendim arkasından.Dönüp baktım güneş hala gülümsüyordu ."Hadi gidelim !" dedim ve yola çıktık tekrardan :))
Nazilli'ye vardığımda yol arkadaşım beni Nazilli deki kankalarıma teslim etti ve o mağza senin bu mağza benim uzun çarşıyı arşınladık epeyce.Gün sonunda aldıklarım için de ennn ennn beğendiklerimse işte bunlardı :

Yıllar önce Denizli de halka açık seminerlerden birine katıldığımda yanımdan hızla geçerken beni görüp duran biri :" Pembe size çok yakışmış" diyerek gülümsemişti.Hergün duymaya alışık gibi "Biliyorum,teşekkürler"deyivermiştim ben de.Eşim de sürekli pembenin bana yakıştığını söyler ayrıca.Dün Leke'den aldığım bu pembe eteğe çarpılma nedenlerimin başlıcaları bunlardı.Rengi ve kumaşı da çok hoşuma gitti.... Peki ya siz , beğendiniz mi şekerler ?



Bu ayakkabılar, belki de bu tarza ilk para ödeyişimin kanıtları.Gerçek deri, 80 tl. etiket fiyatı var ama ben indirimden faydalanıp 30 tl. ye aldım :)) İlk gördüğümde ben de burun kıvırır gibi oldum ama ayaklarımda görünce benim olmalılar dedim.... Akşam gelip eşime gösterdiğimde bi süre sustu,sonra:
"Hayatım güzel ama sen giyermisin bu tarz ? "diye sordu.
"Evet,canımın içi giyeceğim bak emin olabilirsin :) " dedim...( En az bir hafta giymeliyim Ona kanıtlamak için :))

Dün güzel bi gündü yine benim için şekerler.Alış veriş, hangi kadının gününü güzelleştirmez ki değil mi ama :)
Çok mu gezmeye başladım ne, hadi öper kaçar Tazekahve !

25 Mart 2010 Perşembe

Dostum ve bana dair yeme içme manzaraları :))

Geçtiğimiz haftasonunu sevgili kankamın evinde geçirmiştim ben dostlar. Harika bir terapi oldu şahsıma :) Ee bu kadar rahat ettirilip izzeti ikrama kim terapi olmaz ki ! Bunu hep söylerim, yine söyleyeceğim; sevgililer, eşler bi yere kadar, insanın sapasağlam bi dostu olmalı bu hayatta .Dilek,böyle bi dost bana ....Nazarlardan korusun Rabbim,amin diyeyim :)
İlk gittiğim akşam ısrarla hafif bişeyler yemek istediğimi söyledim muhterem ev sahibine.O da misafirine uygun pizza hazırlamış,süper de olmuş :))
Neden pratik bişeyler yemek istedim peki ? Sofra toparlama vakit kaybımız olmasın kendimizi Denizli Çamlık turuna atabilelim hemen diye tabi :)) Gidenler bilir gözde mekanlardan "Gözde" de içtik bu çayları.O kadar doluydu ki boş bi masa zor bulabildik.Resimde beyaz tabağın fonunda görünmeyen tarçınlı kurabiyeler harikaydı. Arkadaşımın hakkını da ben yedim sölemesi ayıp,hehe :))

Çamlık turu sonrası eve kapanıp geleneksel muhabbeti icra ettik.Hani şu sabaha kadar sürenlerden.İçerik,geniiş bi yelpazeydi doğrusu :) Gecenin 3 ün de yapılıp içildi bu kahveler :)) Gecenin 3 ü dedim de Fikret Kızılok'un bi şarkısı var "Gecenin tam üçünde" dinlediniz mi hiç?mutlaka dinleyin nefis bi parça, tavsiye ederim arkilerim ...


Ve pazar sabahı uyandığımda bulduğum muhteşem kahvaltı sofrası.Yüzsüz Bilge yatağın içinden seslendikçe isteksiz ses tonuyla :
"Dilekçim kalkıcam birazdan kahvaltıyı beraber hazırlayalım tamam mı ! "
Arkadaşı da :
"Tamam canım yaptığım bişey yok uyu sen bitanem ..." diyordu ammaaaa
meğer bu muhteşem sofrayı hazırlamış o arada bizim kanka :))
Kalkıp sofrayı görünce duygularım mahcubiyetle başladı, sonra ,şaşkınlık,sevinç ve "e hadi oturalım !" çığlıyıyla son buldu :))
Dilekçim,kankimm benimm !Herşey için çook çook teşekkürler hayatım.
Seni çok sevdiğimi söylemişmiydim peki ? Evet en son dündü sanırım :))
Nedir bu postun mesajı şekerler ? Şudur : Kankalara sıkı yapışıyoruz gerisini boşveriyoruzz !!
Sevgiler herkesee ....

23 Mart 2010 Salı

İnat....


Çocukluğumdan bu yana içimde ta derinlerde bir "inat"yetiştiriyorum özenle.Kalbimin,kimsenin ulaşmasına izin vermediğim bir bölümünde yetişiyor günden güne.Özel bir inat bence, güzel de bi inat bu...Kısaca, değişime rağmen değişmeme inadı diye tanımlayabilirim size onu.

Tüm danışıklı döğüşlere,yazılı-yazısız kurallara tavır almış bir inat bu...

İki çocuk düşünün...İkisinin de belli oranda bilyesi var.Lakin ikisi de bilyelerini ortaya koymakta çekimser,endişeli.Sonuç olarak güven yok,bilye yok,oyun yok.Hoş birşey yok tabloda.Bendeki ,bilyelerimi hep ortaya dökme inadı işte.Etrafım çekimser çocuklarla dolu olsa bile.Hoş birşey olsun tabloda çabası...Bilyesiz kalma riskine mukavemetle oyun oynama inadı.

Yıllardır içimdeki bu inat hayatıma giren herkesi önce bi şaşırtmakta.Ve her aldığım şaşkınlık tepkisi onu biraz daha yeşertmekte.Sıradan,menfi,içgüdüsel davranış beklenen her durumda inadıma sarılmam müthiş bana göre.Anlamlı bulurlar,anlam veremezler yada.Gülümserken onlara "tebrikler kızım,yine değişmedin" dedim her seferinde kendime ...
İnsanlar sansın,konuşsun ve de çekinmeden kınasın.Abartsın, abartsınlar...Bir hoşluk katabildim mi tabloya ?Bundan daha tatmin edici bişey yok bana hayatta.Konuşulma pahasına dahi olsa.30 yaşında bir kadının çocuk kalma inadı benimki kısaca.

Şimdi siz...Dönün bakın içinize.Orda sizinki de büyümekte.Kiminizin ki yeşermekte kiminizin ki per perişan sararmış.Ne var ki onu canlı tutmak sadece sizin elinizde...

Hoş bir inat bu,güzel de bir inat.Sarılın ona,kurallardan ve endişelerden sıyrılıp.Geçmişinizi özel yapan şey sadece zamana kattığınız şeyler.Anılar demetinizde ne kadar emeğiniz var?
Değişmeyin,değişmeme inadınıza sıkı sarılın...

Hangi denklem verir mutlu ve şaşkın bir yüzdeki o tatlı ifadeyi ?

Sevgiler Tazekahve den...

16 Mart 2010 Salı

O an...

Buralardayım kaybolmadım ama dersim çook !!

Sevgili adaşlarımdan biri çok hoş bi mim başlatmış.Ee kimin adaşı :)) Mimin adı "o an".Unutamadığınız yada bitmesini istemediğiniz yada sizin için çok önemli bi an fotolanmışsa eğer onu çıkarıyorsunuz pc nin silikon vadisinden ve koyuyorsunuz bloğunuza.İşte diyorsunuz şu gün şurda şöle bi an olmuştu ve ben onu unutamıyorum şu sebepten...

Ahanda benimki şekerler : Senee 2008.Pek uzak değilmiş bea :)) Annecik hayati öneme sahip bi ameliyata girecek ve dört kardeş İzmir de buluşuyoruz.Bizim için çok kolay tekrarlanan bi buluşma değil bu."An"ın önemi burdan kaynaklanıyor.İki abim ablam ve ben saatler süren yolculuklardan ve yıpratıcı bekleyişin ardından; ameliyattan bi kaç dakika önce çıkan annemizin başında fotolanıyoruz.Ameliyat başarılı geçti diyor doktorlar.Suratlarımızda mutlu,hüzünlü,rahatlamış,şaşkın karmakarışık ifadelerle birlikte dakikalarca sarılıp ağlayışlarımız ardından bu halde görüntüleniyoruz...Annemiz iyi ve biz buluşmuşuz,bitmesin isterdim tabi o an...

Tazekahve de bu ağlamaktan gözleri kızarmış fotosunu koymazdı buraya ama daha anlamlı bi "an" bulamadı paylaşmak için :)

Sevgiler dostlar...


Çok canım istedi mim pas edicem :)) Sevgili Seyhan ve Huysuz Balıkçım hangi "an"lar bakim onlar ?

5 Mart 2010 Cuma

Adaştan gelen ödül...


Ne arkadaşlar buldum şu blog dünyasında ,hatta ne adaşlar da :)) İşte onlardan biri,yeniden yaratıcı blog ödülü pas etmiş bana.Yer vermesem olmazdı.Hakkımdaki ilginç şeyler için daha önceki paylaşıma tık tık vesselam ... Teşekkürler Bilge !
Ve sevgiler herkese...

2 Mart 2010 Salı

Mucize gülümseyiş...


Annemlerin bahçesindeki çeşmede elimi yıkarken geçen gün,yan tarafta birinin bana gülümsediğini hissettim.Acelem vardı bişeylere koşuşturacaktım ama öylece durdum kaldım.Bu güzel menekşeler, sanki yalnızca gülümsemekle kalmayıp seslendiler,eteğimi de çekiştirdiler adeta.Gözümü alamadım enerji yüklü suretlerinden."Burdayız ,birer mucizeyiz ve hergün sessizce gerçekleşiyoruz,sen ne yapıyorsun Bilge ?" diyorlardı...
Bunu diyorlardı da,benim verecek cevabım pek yoktu sanki.Mucizelere muhatap varlığım ne kadar haberdardı bundan.Bahçemdeki menekşeler gibi daha milyarlarca mucizeyle örülüyken evren,kendi rotasına dikilmiş gözlerim kör sayılmazmıydı? Çoğu mucize hizmetime sunulmuşken, alakasız,teveccühsüz gidişatım ne sert bi tavırdı aslında...Nefes almak için hava hizmetçim,vitamin için meyveler hizmetçim,ısınmam için şu koca bir sarı lamba gibi gökte sallanan güneş hizmetçim,göz zevkimin de es geçilmemesi adına bahçemdeki menekşeler hizmetçim...Peki neden herşey hizmetçi, ben efendiyim ?

Gülümsedim ben de içimi ısıtan tatlı menekşelere ; aslında onlardan ziyade, eflatun kılıflarını vesile edip bana gülümseyene ...

Sevgiler Tazekahveden ...

Not: Foto,netten aşırılmamıştır, bizzat söz konusu menekşeler görüntülenmiştir :)