18 Şubat 2009 Çarşamba

Kumaş boyama keseler...



"Kese" olayı kültürümüzün temelinde hep var olan bir öge ama bizler bunu estetik hale getirip günümüze uyarlamakta biraz geriyiz sanırım.Yada ben çevremde çok örnek göremedim bugüne kadar.Resimdeki keseleri nişanlıyken kumaş boyama ile ben yapmıştım.Alttaki örtüyle de takımlar aynı zamanda.Örtü fiskos masası büyüklüğünde ve parça aralarını tek tığla birleştirdim.Düğüne az bi zaman kala yaptığımı hatırlıyorum.Ne günlerdi yaa... :)

Not: İçi pamuk dolu bu arada, hep merak edilir :)

15 Şubat 2009 Pazar

Real Age...

Bu günlerde iş arkadaşımla birlikte zayıflama derdine düştük ve sabahları kahvaltıdan önce egzersiz hareketleri yapma kararı aldık.Bu sebeple yaptığım ufak araştırma çerçevesinde saygınlığını yurt dışında da kanıtlamış doktorlarımızdan Mehmet Öz ün "Real Age" sayfasını ziyaret ettim.Zaten sayfaya da üye olduğum için mail kutuma güncel bilgiler sık sık mail olarak da gelir.Spor yapmak ile ilgili olan yazıyı da paylaşmaya değer buldum.Sevgiler...


"Son günlerde halka açık alanlarda artan spor aletleri sakatlıklara davet çıkarabiliyor. Uzmanlar dikkatli spor yapılması konusunda uyarıyorlar.Spor, hayatın her döneminde gerekli. Ancak uzman kontrolü olmadan, dikkatsizce yapılacak spor sakatlıklara yol açabiliyor.

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, spor yaparken dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Hangi yaşta hangi spor yapılmalı?

Spor her yaşta yapılması gereken aktivite. Burada en onemli nokta kişinin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumuna ve spordan beklentilerine uygun bir sportif aktivite veya egzersiz programını seçebilmesidir.Çocukluk çağında; çocukların daha çok takım sporlarına yönlendirilmesi, beraber çalışma alışkanlığını ve paylaşma alışkanlığını geliştirmesi açısından son derece önemlidir.Gençlik çağında ise performansın gelişmesine destek olabilmesi için yarışmayı gerektiren sporlar tercih edilmelidir. Ileri yaşlarda sakatlıklara neden olmaması için çarpışmalı sporlardan mümkün olduğu kaçınmak yerınde olur.

Spor, mutlaka uzman kontrolünde mi yapılmalı?

Spor ve egzersiz programı mutlaka bu konuyla ilgili doktorun önerdiği yoğunluk süre ve sıklıkta yapılmalıdır. Spor iki tarafı keskin bır bıçak olup, uygun yapılmadığı takdirde vücuda zarar vermesi kaçınılmazdır. Son dönemde park alanlarında sıkça gördüğümüz spor aletlerinin bilinçsizce kullanılması ne gibi sonuçlara yol açabilir?Daha önce de bahsettiğimiz gibi uygun yoğunluk süre ve sıklıkta yapılmayan sportif aktivite ve egzersiz programları cerrahi girişimlere neden olabilecek kolaylıkla sakatlıklara neden olmaktadır. Egzersiz oncesi uygun ısınma, sonrası soğuma dönemlerine mutlaka riayet edilmelidir. Bu spor aletlerının bu öneriler doğrultusunda kullanılması ve sağlıklı çalışmaları açısından belirli perıyodlarda bakımlarının yapılması gerekmektedır. Bu aletlerin vücutta hangi bölgeleri ve hangi kas gruplarını çalıştırdığını bilmek ve ona göre kullanmak gerekmekmektedir. Kas gruplarına yönelik egzersiz programları ile solunum ve dolaşım sistemine yönelık egzersiz programları ve sportif faaliyetler birbirinden oldukça farklı yöntem ve aktivitelerı gerektirmektedir.

Bu aletlerde ne sıklıkla spor yapmak doğru olur?

Kullanım sıklığının kesin bir programı olamamasına rağmen haftada 3-4 gün veya gün aşırı 30-40 dakikalık egzersiz ve spor aktivitesi ideal olarak kabul edilmektedir.

Hangi durumlarda doktora başvurmak gerekir?

Çalışan vücut yapılarında ve bölgelerınde ağrı olması doğaldır. Ancak bu ağrıların 24 saat veya daha fazla surmesi ağrıya eşlik eden ekimoz, şişlik, uyuşma ve lokal hassasiyetin olması doktora başvurmayı gerektıren belirtiler arasındadır.

Yaz mevsiminde hangi sporların yapmasını önerirsiniz?

Yaz mevsiminde yapılabilecek en güzel spor, yüzme veya su ıle ilgili aktivitelerdir. Yazın, yapılacak spor saatlerinin havanın ısısına göre ayarlanmasına dikkat edilmelidir.

19.06.2008 09:32:00 "

14 Şubat 2009 Cumartesi

Apaçi poşetlik...


Biz kadınlar için hayatımızın olmazsa olmazı haline geldi.Ne mi? Poşet torbalarımız tabi :) Eskidenmiş çekmece köşelerine sıkıştırmak falan kullandığımız poşetleri.Benimki de yukarıdaki efendim.Çiçekli bir kumaş kullandım...Kızıl ve kahve kumaş kırpıntıları ile "apaçi" tarzı verdim kendisine.Aynı kumaşlarla da ağzına çiçekler diktim.Biraz selvi boylu olduğu için tamamını kareye sığdıramadım ama merak etmeyin bütün hareket ağız kısmındaydı.Aşağısını büzgülü bir kese olarak düşünebilirsiniz.Yine kahve desenli mutfak fayanslarımla kontrast oldular.Düşündüm de herşeyim kahverengi,"taze kahve"isimli bir blog için rastlantı olmasa gerek :)

Pekii kahverengi bi renkse, kahve ne renk? ( Çelik gibi benim de kafama takıldı da) Sevgiler...

7 Şubat 2009 Cumartesi

Sabun kesesi ...


Ne güzeldir nahoş olanı hoş yapmak.Çirkinlikte güzellik görmek,tatsız durumlarda keyfi kaçmış gönüllere neşe vermek ne güzeldir...Mevlana da hani ne güzel söylemiş "İyilikte güneş gibi ol istisnasız herşeyi ısıt"diye...Bu kutsal düşünce bütün ruhumuzu sarsa,sonra yakın çevremizi,komşularımızı,yaşadığımız yerleşim yerini,tüm ülkeyi ve ardından tüm dünyayı...Ne güzel olurdu Allah bilir...

Bu haleti ruhiyenin minik bir kıpırtısı ile yapmıştım resimdeki keseciği.İçi güzel kokulu sabun
kırıklarıyla dolu.Tuvalet kapımın arkasında nahoş bir ortama hoşluk katmak yapılış amacı :)
Sevgiler herkese...

5 Şubat 2009 Perşembe

Kahve gerdanlık...

Kahverengi süet kumaşın üzerine kurdela ve boncuklarla yaptığım bir çalışma.Kemik rengi bir gömleğim var onunla birlikte kullanıcam inş.Resmin detayı için üzerini tıklatın.Hoş değil mi? :))

4 Şubat 2009 Çarşamba

Parmaksız eldivenlerim-2





Parmaksız eldiven olayına fena sardım galiba...Daha önceki pembişlere benzeyen bir de kahveli kremli ördüm...Yapılışı aynı diğeri gibi 50 ilmekle başladım ancak bunun diğerinden farklı bi yanı var parmak aralarını dikerek ayırdım.Pembişlerin parmak aralıkları dikilmemişti...Üzerine kahve yünle zincirden çiçek yaptım...

Sevgiler şekerler...

2 Şubat 2009 Pazartesi

Buharda brokoli...



Daha önce de belirttiğim gibi yemek konusunda iddialı değilim ancak paylaşım aşkına bazı mutfak aktivitelerimi de çekmeyi ihmal etmiyorum :) Geçtiğimiz hafta yaptığım brokoli salatası da bunlardan biri.Buharda pişirdiğim brokolilerin üzerine el blendırında bızzlattığım bir kaç diş sarımsak,nar ekşisi,zeytinyağı,az tuz karışımını döktüm.Tabağıma da simetrik olarak dizdim.Yine o akşam yaptığım dolmanın yanına brokoli çok yakıştı...Hem vitamin deposu hem de müthiş lezzetli bu sebzeyi herkese tavsiye ederim.

Not: Buharda pişirmek için gerekli mutfak aleti olmayanlar benim yaptığım gibi alttaki tencerede kaynamakta olan suyun üstüne demir süzgeç koyarak bir buhar düzeneği oluşturabilirler.Kaynayan suyun içine haşlamak istediğiniz herhangi bir sebzeyi(patates,pancar v.b.) süzgecin üzerine de brokolileri koyarsanız bir taşla bir kaç kuşu vurmuş olursunuz.Hem buharda pişen brokolilerim yeşil renklerini koruyor hem de aynı işlem için saatlerce tüp harcamamış oluyorum...Ee ne diyor Derya Baykal: "Devir, hesap devriii..."

Afiyet olsun arkadaşlara,ablalara,teyzelere...

1 Şubat 2009 Pazar

Eski etek yeni elbise !

Geçtiğimiz hafta içinde, faliyetlerine hep hayran olduğum bir dernekte görev almaya başladım.Yerel bir ilim kültür derneği olan bu kurumda bulunmaktan çok mutluyum gerçekten.Sosyal hayatımızdaki "statü" anlayışını ters yüz eden ilişkilere tanık olmak her daim mümkün burda.İnsanlar hep sıcak ve samimi..."El vermek" denen şeyin gözle görünür elle tutulur olduğu bir mekan...Anlatacak şey çok ama gerekli özene sahip değil henüz cümlelerim.Zaman içinde,resimlerle ve yeterli naifliğe vakıf olmuş tasvir ifadeleriyle anlatırım sık sık burayı nasılsa...


Aşağıdaki çalışma ise yine atmaya kıyamadığım bir eteğe yaptıklarımdan ibaret...O artık yeni elbisem.Sanırım resimler bu süreci anlatmaya yetecek...Bakın bakalım...




ve son hali ;