29 Ağustos 2010 Pazar

Çatı katı hayali ...

Oldum olası çatı katlarına hastayımdır...Mutlu ve kalabalık bi aile özlemiyle ,küçük ve sevimli bi çatı katı dekorasyonu arasına sıkışır bazen hayallerim...Ama günün birinde kalabalık bir ailem ve geniş bir evim olsa da,kendime ait düzenlemek istediğim bir çatı katım da olsun istiyorum mutlaka inş.Geçtiğimiz akşam kasabamızın serin yaylası Kahvederesinde yaşayan arkadaşım ısrarla evine davet edince bu güzel çatı katı dekorasyonuyla karşılaşacağımı ummuyordum.Ama eve gidip o otantik odaya adım atınca bunu blog komşularıma da göstermeliyim dedim.Arkadaşım da beğenmiş olmama çok sevindi.Aslında çekebileceğim çok detay vardı ancak ben yakaladıklarımı kare yapabildim sizler için.

Leopar desen bi polar, tüm ayrıntılara hakim kılınmış arkim tarafından.Bu koltuk ta muhtemelen eski bi koltuk ancak bu leopar polar ve siyah cibindirik ile muhteşem olmuş bence.




Duvar diplerine monte edilen ışıklandırma dahiyane sonuç vermiş...Bende de ampuller yanmadı değil hani :)
Güzel bi akşam olmuştu ayrıca.O gece ki arkilerime çok teşekkürler .Hem ev sahibi olana hem de bana eşlik edenlere :)
Paylaşımlarla taze kahve dumanını tüttürmeye devam ediyor canlar.Uzunca verilen esler yanıltmasın sizi...
Sevgiler herkese ...

13 Ağustos 2010 Cuma

Acılar İçinde Başarıyı Yakalayanlar


Gerçekten çok şey öğrendim bu kitaptan.Gayret verici etkisi hiç yabana atılır değil .Ne var ki kullanılan dil yada anlatım çok itici söylemeliyim. Öyle ki ,ilk başta basit bi dipnot olarak iliştirmeyi düşündüğüm bu eleştirimi 2. cümlede zikretmekten alıkoyamadım kendimi.

Herşeye rağmen sözleri dünyada yankılanan Shakespeare' in en başında bi tiyatro temizlikçisi olduğunu, dünyaca ünlü vefakar hemşire Florance Nightingale' in de çok zengin bi ailenin duyarlı kızları olarak dünyaya geldiğini bu kitap sayesinde öğrendim.Ve daha bir sürü dünyaca tescillenmiş başarının filizlenişi ele alınmış bu çalışmada.

Hmm...Hava çok sıcak , bişey yapasım yok,hadi biraz fiesta yapayım tam vaktidir deyip tembellik eden kankalar ... Bu kitabı tedarik edin: Hem birbirinden gayret verici başarıların acılar içinde şekillenmesine tanıklık edin,hem de kullanılan dilin acı vermesine karşın okumaya devam edişinize şaşırın...

Sevgiler herkese ...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Hoşgeldin sevgili Ramazan :)

Özlemiştik tabi biliyorsun...Atmosferimize katacağın çok şey oluyor her gelişinde...Ve bize bıraktıklarınla birlikte ardından el sallarken sana, geldiğindeki halimizden ziyadesiyle arınmış olduğumuzu...Biliyorsun bunları.Sen de seviyorsun, mübarek oluşuna dayanıp seni kişileştiren bizleri.Niye her sene 10 gün öncesinden gelesin diğer türlü :)

Hoşgeldin,hoşgeldin Ramazan...Bu sene bi parça daha ihtiyacım vardı bana getirdiklerine.Ve hatırlatacağın değerlerime...İhtiyacım vardı Ramazan...Ne iyi ettin de erkenden geldin yine ...

Tüm dostalara mutlu ve huzurlu Ramazanlar...Msn ime yazdığım gibi tüm duyularla tutalım oruçları inş.Amacına hizmet eden açlıkları doyuralım iftarlarda ...Ve sahurlarda tüm verilmiş olanın değerini idrak için niyetlenelim açlığa...

Bi parça argo içeren alttaki karikatürü paylaştığım için mazur görün beni :) Fakat amaçtan önce şekle takılıp anlam fukaralığına düşenlerin halini anımsattı bana ve huzurunuza sunmam gerek diye düşündüm...
Allah,çok Ramazanlar göstersin bize,ne yaptığımızı bildiğimiz ve neden yaptığımızı....
Sevgiler dostlar :)

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Kutup Yıldızı....




Hangi ay ışığıydı benimle yürümeye başladığın…Hangi göz gözü görmez bi alacakaranlıktı ki adımlarımın önüne ışık vermiştin bol keseden…Hatırlamıyorum birlikte yürümeye başladığımız gece hangi zaman dilimine düşer.Tek bildiğim en karanlık bi zamanda adım atmaya güvenim kalmamışken ışığının düşüvermesi oldu üzerime.Şimdi her yer aydınlık ve sen varsın yanımda yol arkadaşım.Kutup yıldızı…Kuzeyi gösterirsin değil mi daima ? Doğruları gösterdin sen de sadece bana kuzeymişcesine.Yönüme döndürdün…Adımlarım daha güvenli şimdi.Aydınlıkta adımlamak daha kolaymış bunu öğrendim, bi de ışığın geldiği yöne bakmak gerekmiş daima…

Bu yol, beni hayal dünyamın mutluluk dolu o ütopik ülkesine ulaştırırsa bigün.Sanma ki yürüyüşümüz biter Kutup yıldızı.Her zaman yön tayinine ihtiyacım olacak bi miktar.Benimle yürü olur mu , bak adımlarım sensiz nasıl tedirgin,sensiz nasıl kararsız…Sonsuzluk çivisiyle gökyüzü tablosuna asılmış değilmisin Kutup yıldızı.Sonsuz ışığını yolumdan esirgemek yakışır mı gökyüzünün en itibarlı yıldızına…Bak biraz da hoyratça atıyorum yeni adımlarımı.Çok fazla düşünmeden,hoplaya,zıplaya seyirten adımlar…Neden sence Kutup yıldızı ? Her yol Ankara diye değil tabi…Ne zaman rotamdan saparsam farkında olmadan bi sakin köşeye kilitler beni kendime getirirsin mutlaka diye güvenmişim sana.Pırpırlı eteğim,en az onun kadar coşkuyla dalgalanan yüreğimle birlikte uçuşurken gece ayazında ay ışığına anlatıp dalganı mı geçersin benimle ? Yoksa hala yıldız adımları mı bu çocuksu zıplayışlar senin gözünde?
Bildiğim tek şey: yön verdiğin,yol gösterdiğin hem de hiç karşılık beklemeden…


Yazan : Bir yazar adayı :)

8 Ağustos 2010 Pazar

Denizci ayakkabılar ve dua ...

Hayatıma yeni bi sağlık sorunu ve bu cicili bicili ayakkabılar aynı anda girdi...Çok ciddi bişey değil sağlığımla ilgili pürüz merak etmeyin.Hem yaşanan her sıkıntı,birer parça günahı kopartıp gitmiyor mu geçmişimizden...O zaman alenen şikayet yakışmaz bize değil mi :) Ama yine de sen biliyorsun Allahım ve lütfenn ......

Geçtiğimiz hafta İzmir-Bornova Forum daki Deıchmann ayakkabı dan aldım bu deniz esintili ayakkabıları.Genelde bi çok ayakkabı mağzası birbirinin aynı ürünler sergiler, ama burdakilerin hepsi birer tasarım bence.Ayağıma giyince içim ısınıverdi.Mutlu oldum.Devre mülk falan almışım gibi :)) Tuhaf değil mi, ama o an ki hisler bunlardı :)



Bu foto neden mi ters ? Düzeltecektim ama hayat ta da terslikler oluyor umulmadık zamanlarda.Bırakayım da bu da böyle kalsın dedim .
Dua edin bana ve tüm hastalara olur mu şekerler.Kaldırılamayan,kalpleri isyana saptıracak acılar vermesin Mevlamız...
Sevgiler herkese...

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Taze Kahve yemektee !

Sevgili bloger kankim Tatesal hatun bana "yemekteyiz" mimi göndermiş.

Bana sadece "mimin var gel al cicim" dediğinde koşa koşa açtım bloğunu.Acaba çantamızdakileri mi dökecektik,yada sevdiğimiz şarkılar falan mı ,en beğenmediğimiz huylarımız mı? gibilerden kafamda soru işaretleriyle açarken bloğu,bir de ne göreyim; aa süper şık bi sofra,ara sıcaklar falan, ciddi ciddi yemekteyiz olayına girilmiş..."Hmm ne oldu taze kahve bozuldun cnm !"dedim kendi kendime :)) Yaa mutfak olayı bana ters ,napayım böyle bi kahvecik bu da işte ! Ama bu aktiviteye de dahil olmasa olmazdı tabiki de ...Madem çıkıldı ortaya hazırlanacak bişeyler.Ama baştan söyliim eleştrilere kapalıyımm !! Hahaaa...Ne açık olucakmışım,çemkiremez kimse mutfak konusunda şahsımaa !!Kötü hatıralarım var bu konuda çünkü...

Yemekleri de saymam gerekiyo bu aşamada.Neyse ki bu kısım çok kısa...Herkese isteğine göre kaşarlı,karışık yada salamlı tostlar hazırladım elcazlarımla...Ortaya da boool miktarda patates kızartması :)) İçecek mi, ayran yada kola,yemek sonu için de sade soda ...Meyvalı yada sade gazoz sevmem ben yemekte,yada meyve suyu ...Cık cık ...Olmaz içilmezz...Ben sevmediğim için de kimse sevmeyecek,içmeyecek tabi... :))Yemek olayı da böle işte,çorba,ara sıcak,tatlı hepsi bi arada. "aa bu ne canım hepsi bu kadar mı" diyenlerr...Duydum sizi.Hatırlayınız yüksek şahsiyetli atalarımızın "misafir umduğunu değil bulduğunu..." diye başlayan şahane vecizelerini.Ne işime yaramıştır bu atasözü hayatım boyunca :)) He hee ...

Ama bakın nasıl bi sofra hazırladım.Şimdi dağ başı çimen ortası olsa bile özen yok mu bu sofrada?Renkler falan uyumlu ...Gölge inceliğini de düşünmüşüm.10 numara bi sofra bence.Çiçekli böcüklü yerlerde yiyip içmeyi seviyorum ben.(O yüzden bu göl kenarında ağırlıyorum sizi.)Ama piknik dönüşü piknik sepetini toplamayı hiç sevmem.Bu sofra da yenilip içildikten sonra kutsal doğaya bırakılıp terkedilecek zaten :P
Masadaki çiçeklerle mumları kombine etmiş zarif kahvee ! Çok görgülü kadınım çook :DD Aksini iddia edenn ?? Evet bence de yoktur...


Olabildiğince köpüğe zoom yapan bi foto seçtim.Köpük konusundaki hassasiyetim bilinsin gibilerden :)) Ee burası Tazekahve !


Herkese elleriyle hazırladığı hediye kutularına koydu hediyelerini Taze kahve.Evet mutfakta kötüyümdür ama el işi dendimi akan sular durur Allahıma bin şükür...Deri yelekten çanta yapmış kadınım,hediye paketimi yapamıcam ...Pehh ... :D
Bu yemekteyiz muhabbeti sonunda bi de oynama dans faslı oluyo ya ,yok ben almayayım alana da mani olmayayım .Kafam götürmez benim,oraya buraya sallanamam ööle ...
Onun yerine kıpır kıpır bi Sezen klasiği iyi gider şimdi... Bakınız ne diye soruyor sanatçı :
Altın ,gümüş ,pırlanta,zümrüt,sedef ,yakutla
kim mutlu olmuş dünyadaa !
Keyifle dinleyin şekerler !






Aç kalan olmadı değil mi?
Öpücükler tüm misafirlere,yine bekleriz tabiki de .... :))