29 Haziran 2009 Pazartesi

Kolbil...




Biraz boncuk, biraz yün,lastikli misina ve biraz boş vakit...Hepsi bir araya gelince alttaki "kolbil" meyydana geldi.Kolbil mi ne?Ben buldum bu ismi ister kolye ister bilezik olarak ta kullanabilirsin çünkü alttakini.Dilenirse aralara nazar boncuğu da serpiştirilebilir.Bu çiçekli yün motifleri de çok seviyorum dağa taşa ekliyorum.
En sonki eklendikleri yer kolbildi :))

28 Haziran 2009 Pazar

Nillllll !!

Bazı insanlar yaptıklarını içine sindirmek istiyor,dış alem en son sıraya düşüyor dikkate almak için...Onlar için gerçek başarı yüreklerini memnun etmek...Böyle bir performas ta milyonların yüreğini fethediyor eşzamanlı olarak... Nil bunu yapanlardan biri bana göre.Bugün gazetelerden birinin haftasonu ekine verdiği röportajda: mutluluğun yolunun basitlik ve sadelikten geçtiğine inandığını,günlük hayatın hızı içinde kaybolmak istemediği için giderek daha fazla yavaşladığını anlatmış.(Bkz.Zaman-Cumartesi eki)Sizce de esaslı bir tektaşı haketmiyor mu bu hatun?

Yeni albümü "Nil in kıyısında"(Henüz almadım)içinde harika parçalar var.En sevdiğim şarkılarından birini alta ekledim.

İzleyin,dinleyin ,pozitif enerjiyle dolun dostlar...

Sanatçı diyor ki :

Seviyorum sevmiyorum kaç yaprak var bilmiyorum
Ben seni kopardım attım kendimi toparlıyorum...
Var mı şimdi başka biri? Onu bana benzettin mi ?
Ne yaparsan O ben olmaz,parçaları sana uymaz !


Gerisini kendinden dinleyin,


http://video.google.com/videoplay?docid=-919134956981241439

25 Haziran 2009 Perşembe

Tazekahve de "Kahve Molası" !

Yeni bir yer keşfettik geçenlerde.Yaşadığımız ilçenin vadiye bakan yüzünde serin rüzgarların da uğrak yeri Kahve Molası.Taşındığımızda akşamları kendimizi atabileceğimiz bir mekan ararken otantik ahşap yapısı ve el ayak altından uzak olmasıyla ilgimizi çekmişti.Bir kere gittikten sonra da vazgeçemedik... Güleryüz ve samimiyetleriyle evimizde hissettiren çalışanları ise işletme için büyük şans gerçekten... Kahvenin binbir hali ile tanışabileceğiniz bir mekan olması adı ile aşikar...Kakuleli,damla sakızlı v.s.Eşim ve benim favorim damla sakızlı sade kahve...(Foto, gece olması itibariyle karanlık çıktı biraz ama kahvedeki köpük oranı gerçekten tatminkar ölçüde, emin olabilirsiniz:))
Bu da benim dün akşamki siparişimdi...Eşimle akşam yemeklerini hayatımızdan çıkartma gibi kahramanca bir karar aldık ama laf aramızda ben gecenin ilerleyen saatlerinde dayanamayıp kaşarlı tost siparişi yada makarna ısıtıp yeme gibi v.s. şeylerle yiğitliği yere seriyorum çoğu zaman :)Tost olayında Kahve Molasını göklere çıkaramayacağım malesef ama diğer artılar bunu görmezden gelmeme yetti:)
Kaliteli müziğinin de altını çizmeliyim...Nostaljik bir radyo yayını ile Kahve Molasında 80 lere ve 90 lara ait hit şarkıları her daim dinleyebilirsiniz.Günümüzden de şarkılar yer alıyor tabi sık sık.Ama hep kaliteli ve rahatsız edici gürültülü şarkılardan uzak müzik var burda...

İşte Tazekahve de Kahve Molası nı tanıdınız...Sevgiler herkese...

24 Haziran 2009 Çarşamba

Hanım dilendili peçetelik...

"Bişeyler yapmalıyım,böle oturursam kafayı yerim"krizimin tuttuğu bir zamanda elime aldım iki renk yünü Derya nın sık sık yaptığı "hanım dilendi bey beğendi" motifine başladım.İnsanın içindeki feminist külleri ateşleyen bu isme de hiç ısınamadığımı düşündüm bi yandan.Hanım dilendi bey beğendi ...Hanım neden dileniyo?Hadi dilendi bey bu trajediyi neden sempatik bulup beğeniyo?Bi takım iç gıcıklayıcı sorularla motifi kağıt peçete büyüklüğünden 15-20 cm daha geniş olacak şekilde büyüttüm.Köşe kenarlarını karşılıklı dikerek tabak halini aldırdım.Ve birleştirdiğim kısımların üzerlerine artık yünlerden çiçekler ve yapraklar diktim.Peçeteliğim hazırdı.Aslında irice bir taşı yıkayıp örgüyle kaplayarak peçetelerin üzerine koymayı da düşünmüştüm.Ama sonra vazgeçtim.İstediğim gibi bir taş bulunca yapıcam ama inş.

Şimdilik son hali aşağıdaki gibi...

Bey ister beyensin ister beyenmesin ;O nun paşa gönlü için uğraşmıyoruz burda...

Ama hanım dilenmesin,çalışsın kazansın dimi ama...

22 Haziran 2009 Pazartesi

Davetsiz misafirimiz...



Bir haziran gecesi eşimin ailesinin evinde tv karşısında uyku uyanıklık arası gidip geliyoruz.Duvarda gözüme bir çift göz değiyor bi ara.Önce akrep sanıp sıçrıyorum yerimden uykularımız açılıyor.Sonra bir kertenkele olduğunu görüyoruz gece yarısı misafirimizin.Eşimin bir kaç denemesinden sonra konuyu aile büyüklerine intikal ettiriyoruz, hani ne yapmamız lazım gibilerden.Onların, "bırakın döner dolaşır gider yuvasına"diyerek sergiledikleri gamsız yaklaşım uykularımızı iyice açıyor.Peki deyip kertenkele eşim ve ben üçümüz aynı odada yatacakmış intibaı verip kapıyı kapatıyoruz.Tabiki eşim işin peşini bırakmıyor.Bir süre kovaladıktan sonra zaferr...Misafirimizi sepetlemek için poşetliyoruz :)
Ne şirin gözüküyor aslında dime? Kıpraşmasa bi de :))

2 Haziran 2009 Salı

Tuzluk Takımım...




Forum Aydın daki Mudo dan almıştım bu tuzluk takımını.Ne zamandır değişik bir model arıyordum .Yeni evimde kullanırım inş. temennisiyle kaldırdım bir köşeye.İçi tuz ve karabiber dolu adamlar ne güzel kucaklamışlar birbirini."Ben başkayım sen başkasın" önyargısından ,öteleme kuruntusundan uzak bir ironiyi çağrıştırdı gördüğüm ilk anda...
Bütün dünya bu tuzluk adamlar misali kucaklasa birbirini ,insanlar tek renk bir porselenmişcesine arınsalar kibirlerinden ne güzel olurdu değil mi?
Değil mi?
Fiyatı: 3.50 Tl.